İsrail'in Kayıpları

18 Ağustos 2006 Cuma, Vakit gazetesi

Siyonist saldırganların son Lübnan saldırılarında verdikleri kayıplarla ilgili bilgilerde genellikle işgal devletinin resmi açıklamaları esas alınmaktadır. Oysa işgal devleti olayda taraftır ve askeri kayıplarıyla ilgili gerçeklerin ortaya çıkması onu askeri strateji yönünden son derece olumsuz etkilemektedir. Bu sebeple onun verdiği resmî bilgiler gerçekleri yansıtmaktan uzaktır. Ama yine de bu açıklamaları tümüyle gözden uzak tutmamak, nazarı dikkate almak gerekir. Çünkü eğer ki resmi açıklamalarda yüzden fazla askerin öldüğü itiraf ediliyorsa bu, işgal devletinin söz konusu operasyonda ciddi bir sarsıntı yaşadığını kabullenmesi anlamına gelir.

Siyonist devletin resmî açıklamalarına güvenmemekle birlikte bu konuda kesin bilgileri ortaya çıkarma imkânına da sahip değiliz. Çünkü işgal devleti özellikle kendi askeri birlikleriyle ilgili gelişmelerin takibi konusunda sadece askeri ve akredite muhabirlere imkân tanıyordu. Onların düzenlediği haberler de gözden geçiriliyor, kamuoyuna yansımaması istenen bilgilerin geçmesine müsaade edilmiyordu. Yani işgal devleti iki yönlü sansür uyguluyordu. Hem giriş hem de çıkış sansürü. Girişte sadece onun onayladığı basın mensuplarına, çıkışta sadece onun onayından geçen haberlerin yansıtılmasına izin veriliyordu.

Bu durum karşısında işgal devletinin kayıpları konusunda birbirinden farklı içerik taşıyan üç ayrı kategoride haberler ve açıklamalar ortaya çıkmıştır. Birincisi işgal devletinin resmi açıklamaları. Güven verici olmamakla birlikte bir kanaat oluşmasına yardımcı olabilir. İkincisi gayri resmî İsrail kaynaklarının verdiği bilgiler. Resmi açıklamalara nispetle doğruya daha yakındır ama yine de özellikle askeri kayıplarla ilgili gerçekleri yansıtmadığından yeterince güven verici değildir. Üçüncüsü İsrail'le doğrudan ilgisi olmayan kaynaklar ki bunlar da ikiye ayrılır. Bir: Siyonistlere fikren yakın medya organlarının verdiği bilgiler ki bunların İsrail kaynaklarından farkı yoktur. İki: Siyonist işgale ve saldırıya karşı olanlara ait medya organlarının aktardığı bilgiler ki bunların da askeri kayıplar hakkında verdiği rakamlar tahminlere dayanıyor olacağından kesinlik arz etmez.

Biz bütün bu kaynaklardan yararlanarak doğru bilgiye yaklaşmaya çalıştık. Fakat ulaştığımız iddiasında olmaksızın bazı özet bilgileri ilginize sunmak istiyoruz.

İsrail'in resmi açıklamalarına göre Lübnan savaşı boyunca öldürülen İsrailli sayısı 157'yi buldu. Bunun 117'sini askerler oluşturuyor. İsrail News adlı bir İsrail haber kaynağına göre ise öldürülen asker sayısı en az 200'ü buldu. Buna resmi açıklamadaki sivil sayısını eklediğimizde sayı 240'ı buluyor. Suriye Haber Ajansı (SANA)'nın verdiği bilgiye göre ise öldürülen asker sayısı 343'ü buldu. SANA bu bilgiyi Amerika'da gündeme gelen bir rapora dayandırdığını yazdı. Bütün bu bilgiler ve oluşan hava ölen asker sayısının 300'den az olmadığını tahmin etmemize imkân sağlıyor.

İsrail'in yaralıları üç gruba ayrılıyor: Bir: Çatışmalarda yaralanan askerler. İki: Füze saldırılarında yaralanan siviller. Üç: Korku sebebiyle psikolojik sorunlar içine girmelerinden veya olay esnasında yaşadıkları krizlerden dolayı psikolojik tedaviye veya rehabilitasyona ihtiyaç duyanlar. İşgal devleti resmî açıklamalarında yaralı sayısı hakkında net bir bilgi vermekten kaçınıyor. Ancak İsrail kaynakları ordu içinde, ağır, orta veya hafif nitelikte en az dört bin kişinin yaralandığını dile getirdiler. Reuters Ajansı'nın verdiği bilgilere göre 450 İsrail askeri doğrudan Hizbullah milisleriyle çatışma esnasında yaralandı. İşgal devletinin açıklamalarına göre kara harekâtına 40 bin asker katıldı. Yaralı sayısıyla ilgili bilgiler her on askerden birinin yara aldığını, her yüz askerden birinin de doğrudan çatışmada yaralandığını ortaya koymaktadır. Bu oran doğal olarak moral yıpranmanın da en üst düzeye çıkması anlamına gelir.

İşgal devleti Hizbullah'ın attığı füzelerden kaynaklanan maddî ve beşeri zararı da çok fazla açığa çıkarmak istemedi. Bizim tahminimize göre bunun en önemli sebebi olayların devamı sırasında toplumsal korkunun yaygınlaşması sebebiyle tersine göçün aşırı derecede hızlanmasıdır. Toplam 33 gün süren silahlı çatışma esnasında Hizbullah, İsrail hedeflerine 3970 füze fırlattı. Bu füzelerden en az kırk bin kişi doğrudan zarar gördü. Bin kişi hastaneye yatmayı gerektirecek derecede bedensel yara aldı. 20 bin kişi etkin psikolojik rahatsızlığa maruz kaldı. Bunların birçoğu fiilen hastanelerde tedavi altına alındı. Kalan kısmı da düşük derecede bedensel yaralanmaya veya psikolojik rahatsızlığa maruz kaldı.

İşgal devletinin attığı füze ve bombalar Lübnan'da 15 bin evin yıkılmasına ya da zarar görmesine sebep olurken, misilleme amacıyla atılan füzeler de işgal devleti açısından önemli zayiatlara yol açtı. Binlerce ev yıkıldı veya zarar gördü. Yıkılan ya da zarar gören evlerle ilgili henüz net bir sayım ve araştırma yapılmış değil. 57 fabrika veya atölye, 570 ticari iş yeri, 1200 araba, 42 tarla, 10 bin ağaç zarar gördü.

Savaş esnasında 300 bin İsrail vatandaşı tamamen evini terk ederek başka yerlere göç etti. Bir buçuk milyon İsrail vatandaşı da sığınaklara girerek hayatlarını buralarda sürdürmek zorunda kaldı.

İşgal devletinin maddi yönden en büyük kaybı askeri teçhizat alanında oldu. Çünkü bilindiği üzere günümüz şartlarında askeri teçhizat ve araçlar çok büyük külfet gerektiriyor. Örneğin işgal devletinin dünyanın en gelişmiş, en güçlü tankları olarak lanse ettiği Mirkavaların tanesi 4 milyon 400 bin dolara mal oluyor. Bu paraya ortalama yüz modern daire inşa etmek mümkün. Üstelik bu tankların imha edilmesi işgal devletinin askeri teçhizat konusundaki tehdit gücünün de imha edilmesi anlamına geliyor. SANA'nın yine Amerika'da gündeme geldiğini söylediği rapora dayandırdığı haberine göre Hizbullah 161 adet Mirkava tankı imha etti. Bağımsız bazı kaynaklarda ise Hizbullah'ın 124 tank imha ettiği dile getirildi. Bunlardan 21 tanesi, İsrail hükümetinin Güney Lübnan'daki kara harekâtını genişletme kararı aldığı 12 Ağustos Cumartesi günü imha edildi. Hizbullah mücahitleri ayrıca İsrail'in iki savaş gemisini, bir hücum botunu batırdı, asker nakliyesinde kullanılan 12 zırhlı aracını tahrip etti ve birkaç helikopterini düşürdü. Batırılan hücum botu İsrail'in en çok önem verdiği ve Mirkava tankları gibi askeri prestij malzemesi saydığı Superdivora tipiydi.

Savaşın bir de ekonomik boyutu var. Bu savaşın İsrail işgal devletine maliyetinin en az 5 milyar dolar civarında olduğu tahmin ediliyor. Askeri harcamaları günde ortalama 22 milyon doları buluyordu. (33 günde 726 milyon dolar). Tahrip edilen askeri teçhizatından doğan zarar en az 1 milyar dolar. Bank İsrail'in verdiği bilgilere göre savaş sebebiyle kuzeyde sanayi ve turizm sektörü başta olmak üzere muhtelif sektörlerin durmasından doğan zarar 1.5 milyar dolar. İsabet eden füzelerin yol açtığı maddi zarar da yaklaşık 1.5 milyar dolar. Toplam maddi zarar yaklaşık 5 milyon nüfusa sahip İsrail işgal devleti için kişi başına bin dolarlık ekonomik külfet anlamına geliyor.

İsrail'in en önemli kaybı ise askeri imajının ve psikolojik tehdit gücünün yok olmasıdır. İşte bu kayıp da kendi içlerinde bir savaşa yol açtı ki inşallah müteakip yazımızda bu konuda bilgi vereceğiz.

İrtibatlı Yazılar

  • "Dağıtan Hayalet" İsrail'i Dağıttı
  • HAMAS İsrail'i Tanımadı ve Pes Etmedi
  • İsrail'in Amacı
  • Direniş ve İhanet
  • İnsanlık Hedefte
  • İsrail Vahşet Pazarlıyor
  • Komplo Teorileriyle Başetmek
  • Hizbullah Cesareti
  • Onlar da Yara Aldı
  • Zalimler ve Mazlumlar Cephesi
  • Psikolojik Savaş
  • Bombalar ve Balonlar
  • Bizim Psikolojik Savaşımız
  • Aptal Bush'un Akıllı Bombaları
  • BOP, GOP, YOP ve Sonunda HOOOP!
  • İlmi Fitneye Alet Etmeyin
  • Yeni Bir Kara Eylül Planı: YOP
  • Filistin'de Durum
  • Canbulat'tan Yine Dürzilik
  • Siz Hâlâ Olmert'in Dostu musunuz?
  • İsrail Hesabına Diplomasi
  • İsrail'i Kurtarma Diplomasisi
  • Kiralık Ka(til/lem)ler
  • Dünyanın Merkezinde Sıcak Gelişmeler
  • Siyonizmin Yeniden Azgınlaşması
  • Ümitler Canlı
  • 1701 Nolu Tuzak
  • İsrail'in İç Savaşı
  • Mahzun Mescidi Aksa
  • Gül'ün Ziyaretleri ve Türkiye'nin Yeri
  • Şimdi de Uluslar arası İşgal mi?
  • Siyonizmin Lübnan Hezimeti
  • l">Siyonizmin Lübnan Hezimeti