Ateşi Kim Kesecek?

25 Haziran 2003 Çarşamba, Vakit gazetesi

Gerçekte çatışmanın ve savaşın sebebi bizzat İsrail işgalidir. Bu konuda HAMAS'ın askeri kanadı durumundaki İzzettin Kassam Birlikleri'nin yaptığı son açıklamasında önemli bir vurgu vardı. Şöyle deniyordu bu açıklamada: "Filistin İslami Direniş Hareketi (HAMAS) ve onun askeri kanadı İzzettin Kassam Birlikleri, toprağı işgal edilmiş, beldeleri ve bütün mal varlıkları gasp edilmiş Filistin halkını savunmaktadır. İşgalcilerden istenen ise sadece işgallerine son vermeleridir. Topraklarımızda işgal devam ettiği sürece bizim onlara cevabımız da gayet tabiidir. Eğer topraklarımızdan çekip giderlerse artık onlarla savaşmamıza da gerek olmayacaktır."

Amerika'nın İsrail işgal devletinin yayılmacı politikalarının önünü açmak ve Filistin halkının bağımsızlık mücadelesine karşı bizzat Filistin özerk yönetimi tarafından savaş verilmesini sağlamak amacıyla geliştirdiği "Yol Haritası" planının İsrail işgal devletinin saldırgan tavrından dolayı çıkmaza girmesi üzerine son günlerde sürekli "ateşkes" konusu gündeme gelmeye başladı. Fakat ilginçtir ki bunun için Filistin tarafına özellikle de HAMAS'a yükleniliyor. Amerikan emperyalizminin Dışişleri bakanı Colin Powell, geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdiği bir günlük ziyaret esnasında yaptığı açıklamada HAMAS'a tehditler savurdu. Aynı şekilde AB de, HAMAS'ın bütün mali kaynaklarını kurutmak için çalışacağı tehdidinde bulundu. Tabii bu tehditler ve yapılan açıklamalar karşısında zihinlerde ateşi kesmesi gereken tarafın Filistin ve özellikle HAMAS olması gerektiği, İsrail'in böyle bir şeyi zaten önceden kabul ettiği ama onun tutumundan dolayı değil de Filistinlilerin tutumları yüzünden böyle bir şeyin sağlanamadığı kanaati hasıl oluyor. Yani burada tam anlamıyla bir manipülasyon yapılmaktadır.

Oysa gerçekte çatışmanın ve savaşın sebebi bizzat İsrail işgalidir. Bu konuda HAMAS'ın askeri kanadı durumundaki İzzettin Kassam Birlikleri'nin yaptığı son açıklamasında önemli bir vurgu vardı. Şöyle deniyordu bu açıklamada: "Filistin İslami Direniş Hareketi (HAMAS) ve onun askeri kanadı İzzettin Kassam Birlikleri, toprağı işgal edilmiş, beldeleri ve bütün mal varlıkları gasp edilmiş Filistin halkını savunmaktadır. İşgalcilerden istenen ise sadece işgallerine son vermeleridir. Topraklarımızda işgal devam ettiği sürece bizim onlara cevabımız da gayet tabiidir. Eğer topraklarımızdan çekip giderlerse artık onlarla savaşmamıza da gerek olmayacaktır." Bu açıklama üzerinde dikkatlice düşünülmesi gerekmektedir. Savaşın sebebi, Filistinlilerin herhangi bir tecavüzü değil siyonistlerin Filistin topraklarını işgali, onların haklarına tecavüzü, hürriyetlerini gasp etmeleri, zulme ve saldırganlığa devam etmeleridir. Eğer bu sona ererse savaşın sebebi de ortadan kalkacaktır. Dolayısıyla ateşkes tabii bir şekilde, kendiliğinden sağlanmış olacaktır. Ama ne yazık ki çağdaş emperyalizm bunu görmek istemiyor. Bütün suçu ve yükü Filistinlilerde göstermek amacıyla sürekli "ateşkes" konusunda Filistinlilere yüklenmeye, böylece siyonistleri "suçsuz" göstermeye ve bu oyunla dünya kamuoyunu yanıltmaya çalışıyor.

İkinci önemli husus da pratikle ilgilidir. Şarmu'ş-Şeyh ve Akabe zirvelerinin hemen ardından İsrail işgal devleti HAMAS'ın en önemli liderlerinden Prof. Dr. Abdülaziz Rantisi'yi hedef alan hava saldırısı gerçekleştirdi. Bu saldırıda Rantisi, Allah'ın izniyle yaralı olarak kurtuldu, ama iki kişi şehit oldu; 23 kişi de yaralandı. HAMAS'ın bu olayın ardından gerçekleştirdiği eylemler işte bu saldırıya cevap niteliği taşıyordu. Ancak ne kadar ilginçtir ki çağdaş emperyalizmin başını çeken güçler Rantisi'ye yönelik saldırıdan sonra herhangi bir "ateşkes" çağrısı yapmazlarken, İsrail'i derinden sarsan eylemlerin hemen ardından ateşkes konusunu gündeme getirdi ve Filistin direnişine yüklenmeye başladılar. Çünkü bu yüklenme ile yine kamuoyunu yanıltmayı ve sorumluluğu Filistin tarafının üzerinde göstermeyi amaçlıyorlardı. Yani işin içinde yine bir manipülasyon vardı. Bu arada işgal devletinin başbakanı Şaron da güya ateşkes çağrısı yaptı. Fakat hemen ardından da HAMAS'ın askeri kanadının etkili komutanlarından Abdullah el-Kavasime'ye suikast düzenledi.

Görüldüğü kadarıyla işgal devletinin başbakanı Şaron "ateşkes" derken Filistin tarafının ateşi kesmesini kastediyor. Kendisine ise cinayet ve suikast konusunda her türlü imkan ve fırsatın tanınmasını, kendisinin gerçekleştirdiği cinayetlere herhangi bir şekilde müdahale edilmemesini istiyor. Çağdaş emperyalist güçler de, "ateşkes" konusunda saldırgan Şaron'a yüklenmek yerine Filistinlilerin meşru müdafaalarına yüklenmek suretiyle onun bu anlayışını zımnen onaylamış, kabullenmiş görünüyorlar. Oysa Şaron'un cinayetlerine son vermesi için hiçbir girişim yapılmadan Filistinlilere meşru müdafaalarına son vermeleri için baskı yapılması büyük bir haksızlıktır.