18 Aralık 2004 Cumartesi, Vakit gazetesi
Irak İslâm Devrimi Yüksek Konseyi başkanı Abdülaziz el-Hakim de dahil olmak üzere Allavi'nin geçici hükümetine ortak, lider konumundaki bazı kişilerin Felluce'deki vahşi katliamlar karşısında sürekli suskunluğu tercih etmeleri bayağı tepki toplamıştı. Ancak el-Hakim'in Ankara'da sarf ettiği sözler gösterdi ki susmaları konuşmalarından hayırlıymış.
el-Hakim'in Ankara'da yaptığı açıklamalarında sarf ettiği sözlerden biri: "Felluce'deki çok sayıda kutsal mekan terörist gruplar tarafından saldırıya uğramıştır ve bu halk mecburen hükümetten yardım istemiştir. Hükümet de mecburen ABD askerlerini oraya göndererek yardım etmek istemiştir."
el-Hakim, Ankara'daki açıklamalarında ayrıca Felluce halkının Amerikan askerlerinden çok terörist gruplardan zulüm gördüğünü ve Felluce'nin terörist grupların merkezi haline geldiğini iddia etti.
el-Hakim bu sözleriyle en başta bizzat kendisiyle çelişkiye düşmüştür. Çünkü bundan yaklaşık üç ay önce yaptığı bir açıklamada: "İşgal devam edemez, derhal sona ermeli. Bu plana (işgal planına) son vermek şart, bu plan nafiledir. Irak'ta masumların dökülen kanının sorumlusu Amerikan işgalidir" demişti.
Bu çelişkiye dikkat çektikten sonra şunu söyleyelim ki Felluce halkının Allavi hükümetinden yardım istediği doğru değildir. Eğer böyle bir yardım talebi söz konusu olsaydı Allavi, Felluce halkıyla pazarlığa girişmez tehditler savurmazdı. Çok iyi hatırlıyoruz ki işgal güçlerinin Felluce'ye saldırı başlatmasından önce Allavi bu şehirde yaşayan halkı "teröristleri içinde barındırmakla ve himaye etmekle" itham etmiş, bunları teslim etmemeleri durumunda kendilerine yönelik olarak geniş çaplı bir operasyon başlatılacağı tehdidi savurmuştu. Gerçekte ise bu ithamlar ve tehditler işgalcilerin kesin bir şekilde planladıkları saldırının gerekçesini oluşturma amacı taşıyordu. Tabii saldırının hedefi sadece direnişçiler değil bütün halk olacağından bütün halkı suçlu gösteren bir propaganda faaliyeti yürütülmüştü. Fakat ne kadar ilginçtir ki başlangıçta tüm bölge halkını suçlu göstermeye çalışan Allavi ve yardakçıları, saldırı başladıktan sonra bu operasyonun Felluce halkının isteği üzerine gerçekleştirildiği iddiasını ortaya attılar. Yani işgalcilerin iğrenç saldırılarını haklı çıkarmak için tamamen akıl dışı ve gülünç bir yalana başvuruldu. Bu yalanı, yıllarca ABD ajanı olarak çalışan kukla Allavi'nin ağzına yakıştırmak mümkündür de bir Müslüman liderin ağzına hiç yakışmadı.
İkinci olarak Allavi'nin yukarıda zikrettiğimiz tehditlerinden endişeye kapılan Felluce halkının neredeyse yarısının saldırı öncesinde bölgeyi terk ettiği ve etrafta daha güvenli olabileceğini düşündükleri yerlere sığındıkları biliniyor. Bu nasıl iştir ki o insanlar hem hükümetten askeri güç istiyor hem de kendilerini bu yüzden ciddi tehditle karşı karşıya gördükleri, büyük bir endişeye kapıldıkları için sıcak yuvalarını terk ederek çok kötü şartlarda hayatlarını sürdürecekleri yerlere sığınma ihtiyacı duyuyorlar? Sadece bu vakıa bile iddianın yalan olduğunu gözler önüne sermeye yeter ve dediğimiz gibi bu yalan sadece işgalci saldırganları temize çıkarma, onların vahşi saldırılarını gerekçelendirme amacıyla uydurulmuştur.
el-Hakim, Felluce'de çok sayıda kutsal mekânın "terörist gruplar"ın saldırısına uğradığını ve bu mekânların korunması için Amerikan askerlerinin gönderildiğini söylüyor. Şu işe bakın ki Irak topraklarını işgalcilerin kirinden temizlemek, Ebu Gureyb'de kadınların ırzlarına tecavüz eden saldırganları yurtlarından çıkarmak isteyen direnişçiler "terörist gruplar" oluyor ve bunlar kutsal mekânlara saldırı düzenliyorlar! Bu kutsal mekânları korumaları için de ırz düşmanı, tanklarının namlularına haç takarak saldırıya geçen, asırlar öncesinden kalma tarihi mirası tahrip eden, geçmiş nesillerden emanet edilmiş kültür servetini yerlere savuran haçlı güçleri gönderiliyor. Bu haçlı güçlerinin o kutsal mekânları nasıl koruduklarını bütün dünya gördü. Ayaklarındaki pis postallarıyla camilere girip oralara sığınan yaralıların kafasına mermiler sıktılar. Camileri askeri karargâh olarak kullandılar.
el-Hakim'in söylediğine göre hükümet Amerikan askerlerini Felluce'ye yardım amacıyla göndermiş. Onların nasıl yardım ettiklerini de bütün dünya gördü. Savunmasız insanların tepelerine havadan kimyasal bombalar yağdırmak, sokaklara savrulan yaralıların üzerinden tanklar yürütmek, kundaktaki bebeklere kadar binlerce masum insanı öldürmek Allavi ile yardakçılarının gönderdiği işgalci askerlerin yardım tarzı oldu.
Asıl fitnenin tohumunu eken sözler işte bu tür sözlerdir. Bir Müslüman lidere yakışan ise fitnenin tohumunu ekmek değil, birlik ve bütünlüğün güçlendirilmesini sağlayacak tavırlar takınmak, gayri meşru işgale karşı meşru mücadeleye güç katmaktır.
Bir önceki yazı tıklayın