Furkan Savaşının Birinci Yıldönümü

Ocak 2010, Ribat dergisi

Vahşet Unutulmadı

Siyonist işgal devletinin 27 Aralık 2008'de başlattığı ve 22 gün süren insanlık dışı saldırının üzerinden bir yıl geçti. Bu olay 2009 yılında dünya gündemini meşgul eden hadiselerin başında geliyordu. İnsanlık Gazze saldırısında Siyonist vahşetin gerçek kimliğini bir kez daha gördü. Göstermelik "barış" numaralarının tamamen yanıltma ve göz boyama olduğunu, Siyonist vahşetle barışın bir arada yaşamasının mümkün olamayacağını anladı. Çünkü bu ikisinin bir arada barınması ateşle suyun bir arada barınması gibi imkânsızdır.

Bu vahşetin unutulmaması, gündemde tutulması ve üzerine gidilmesi gerekir. Çünkü ihmal edilmesi onu cesaretlendirmekte, şiddet ve saldırganlığının artmasına sebep olmaktadır.

Biz de işgalcilerin Gazze'ye yönelik vahşi saldırılarının, büyük katliam ve yıkımlarının birinci yıldönümü münasebetiyle bu ayki yazımızı bu konuya tahsis etmeyi uygun gördük.

Siyonizmin Gazze İntikamı

Siyonist işgalin Gazze'ye yönelik saldırısında intikam planı birinci derecede rol oynamıştır. Çünkü bu bölgedeki direniş işgalcileri 2005 yılında çekilmeye mecbur bırakmıştı. İşgalciler Filistinlilerden gasp ettikleri arazilerin üzerine, özellikle de sahil bölgelere inşa ettikleri lüks villalarını, yazlıklarını kendi elleriyle yıkıp çekilmek ve o toprakları asıl sahiplerine bırakmak zorunda kalmışlardı. Ama bu onların içine oturmuştu ve Gazze'ye yönelik bir intikam planları vardı. Bunun yanı sıra 2006 seçimlerinde Gazze ahalisinin % 80'e yakın oranda Filistin İslâmî Direniş Hareketi'ne destek vermesine fena halde kızmışlardı ve bu yüzden zaten ambargo yoluyla Gazze halkını cezalandırıyorlardı. Ama ambargo cezalandırmasını yeterli görmeyerek bir de yıkım ve katliam yoluyla cezalandırma planı yaptılar.

Ateşkes Çağrısına Ateşle Cevap

İşgalci Siyonistlerin sözcülüğünü yapan medya organları kamuoyunu yanıltmak ve gerçekleri ters yüz etmek amacıyla saldırıların Hamas'ın ateşkesin uzatılmasını kabul etmemesi sebebiyle düzenlendiğini iddia ettiler. Böyle bir iddianın doğru olması da işgalcilerin yüzlerce çocuğu okul çıkışında hedef alıp katletmesine gerekçe olamazdı. Ama Siyonist vahşetin sözcülüğünü yapan medya organları böyle bir vahşeti haklı çıkarmak için böyle bir saçmalıktan yararlanma arsızlığı göstermekten çekinmediler. Gerçekte ateşkesin uzatılmasına razı olmayan taraf işgal yönetimiydi. Üstelik ateşkes pazarlıkları sürerken saldırı düzenlemeyeceği garantisi verdiği halde saldırı gerçekleştirdi. Böyle bir taktiğe başvurmasının amacı ise hedefteki insanları tedbirsiz yakalamak ve böylece ilk saldırıda çok sayıda insanı katletmekti.

İlk Hedef Öğrenciler

İşgalciler bu kez ilk saldırılarını çocukların öğle paydosuna çıktığı saatte başlattı ve havadan attıkları füzelerle özellikle okul çıkışlarını hedef aldılar. Bir önemli hedef de Polis Akademisi'nin mezuniyet töreniydi. Buraların hedef alınmasının amacı ise ilk saldırıda çok sayıda insanı katletmek suretiyle ahalinin ciddi sarsıntı geçirmesine sebep olmak ve toparlanmasına fırsat vermeden arka arkaya düzenlenecek saldırılarla onu teslim olmaya zorlamaktı.

Amaç Gazze'yi Yeniden İşgal

Siyonistlerin bu saldırılarının amacı, 2005'te kendi villalarını ve evlerini elleriyle yıkarak terk etmek zorunda kaldıkları Gazze'yi yeniden işgal etmek, Îslâmî direnişin burada oluşturduğu yönetimi dağıtmak, yönetimde görev alanların tümünü ve Hamas'ın ileri gelenlerini esir almak, bölgenin yönetimini de işbirlikçilere teslim etmekti. Bütün bu hedeflerini hava saldırısını başlatmalarının hemen ardından dünya kamuoyuna açıklamaktan çekinmediler. Onun için önce peş peşe hava saldırılarıyla bölge ahalisini sarsıntıya uğratmak, sonra da toparlanmalarına fırsat vermeden kara operasyonu düzenleyerek işgal planını tamamlamak istiyorlardı.

Direniş Engelini Aşamadılar

Planın başarılı olması için bir hafta sürekli hava saldırıları düzenlediler. Saldırılarında çok sayıda insanı katletmek ve büyük çapta yıkıma sebep olmak amacıyla özellikle insanların kalabalık halde bulunduğu yerleri hedef aldılar. Camilerin, okulların, BM tarafından güvenli sığınak yerleri ilan edilen binaların hedef alınması bu amaç içindi. Bir haftalık hava saldırılarıyla gerçekleştirilen katliam ve yıkımdan sonra ahalinin yeterince sarsıntıya uğratıldığı ve artık kara saldırısı karşısında direnç gösteremeyerek teslim olmak zorunda kalacağı tahmin edilerek kara operasyonu başlatıldı. Fakat işgalcilerin tahmin ettiği olmadı ve güçlü bir direnişle karşı karşıya geldiler. Direnişçiler karada önemli hazırlıklar yapmışlardı ve saldırganları daha önce tanımadıkları ilginç taktiklerle karşıladılar. Bu yüzden işgal güçleri ciddi kayıplar verdi ve fazla ilerleme cesareti gösteremediler.

Beyaz Kar Yerine Beyaz Fosfor Yağışı

Kara saldırısında tıkanan ve ilerleme kaydedemeyen işgalci Siyonist bu kez yine intikam hesaplarını devreye soktu ve Gazze halkının üzerine beyaz fosfor bombaları yağdırmaya başladı. Öyle ki o bombaların atıldığı sıralarda çekilen fotoğraflar sanki bölgeye kar yağıyormuş izlenimi veriyordu. Oysa Gazze'de her taraftan kuşatmaya alınan ve işgalcilerin vahşi saldırılarına maruz kalan Gazzeli Müslümanların üzerine yağan şey beyaz kar değil kullanımı bütün uluslararası anlaşmalarda yasaklanmış kimyasal silahlardan olan beyaz fosfordu. Bu silahın kullanılması çok sayıda çocuğun bedeninde yanıklar oluşmasına, hamile kadınların zarar görmesi sebebiyle sakat doğumlar yapmalarına ve birçok kişinin kalıcı sakatlıklara maruz kalmasına sebep oldu. İşgalci Siyonistin saldırısında beyaz fosfor bombaları kullandığı daha sonra BM Heyeti tarafından hazırlanan Goldstone Raporu'nda belgeleriyle ispat edildi.

Furkan Savaşı

İşgalci Siyonist sergilediği bütün vahşete rağmen amacına ulaşamadan direniş karşısında yenilgiyi kabul etmek ve 22 günlük saldırıdan sonra savaşı durdurmak zorunda kaldı.

Bu savaş aynı zamanda Filistin Başbakanı İsmail Heniyye'nin ifade ettiği gibi bir Furkan savaşıydı. Çünkü bu savaşta gerek medyada gerekse siyasi alanda bazıları el altından temin ettikleri birtakım menfaatler karşılığında işgalci vahşetin yanında yer alma arsızlığını gösterdiler. Hakkın ve haklının yanında yer alanlar ise bütün zorlukları göze alarak Filistin halkının onurlu mücadelesine ve direnişine açık yüreklilikle destek verdiler. Dolayısıyla savaş sadece Gazze'ye münhasır bir savaştan ibaret kalmayıp hakkın ve batılın yanında yer alanların ayrışma çizgisi rolü oynadı.

İşgal Edemedi Ama Kuşatmaya Devam Ediyor

İşgalci Siyonist Gazze saldırısında amacına ulaşamadı ve direniş önemli bir zafer kazandı. Ama Gazze üzerindeki vahşi kuşatma ve ambargo devam ediyor. Bunun sebebi ise Mısır'daki çağdaş Firavun rejimi başta olmak üzere İslâm âleminde hâlâ birçok yönetimin Siyonist saldırgana destek vererek ambargonun uygulanmasına yardımcı olmasıdır. Filistin direnişi içerden onurlu bir mücadele verdi. İslâm âleminin ve tüm insanlığın da dışarıdan zorlayarak ambargo duvarını yıkması gerekiyor.