NİSA SURESİ / 093
92.Yanlışlık dışında bir mü'min bir başka mü'mini öldüremez. Kim bir mü'mini yanlışlıkla öldürürse bir mü'min köle azat etmesi ve öldürülen kişinin ailesinin bağışlaması durumu dışında onlara diyet ödemesi gerekir. Öldürülen kişi mü'min olmakla birlikte size düşman bir kavimden ise o zaman sadece bir mü'min köle azad etmesi gerekir. Eğer sizinle aralarında antlaşma bulunan bir kavimdense öldürenin bir mü'min köle azad etmesi ve öldürülenin ailesine diyet ödemesi gerekir. Bunları bulamayan kimse, Allah tarafından tevbesinin kabul edilmesi için iki ay peşpeşe oruç tutmalıdır. Allah ilim sahibidir, hakimdir.
93.Kim bir mü'mini kasıtlı olarak öldürürse onun cezası içinde sürekli kalmak üzere cehennemdir. Allah ona gadap etmiş, onu lanetlemiş ve kendisi için büyük bir azap hazırlamıştır. [11]
94.Ey iman edenler! Allah yolunda savaşa çıktığınız zaman iyice araştırın ve dünya hayatının varlığına göz dikerek, size selam verene: "Sen mü'min değilsin" demeyin. Allah katında çokça ganimetler vardır. Siz de daha önce öyle idiniz Allah size lütufta bulundu. Şu halde iyice araştırın. Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır.

Dipnotlar

11.Ehli sünnet alimlerine göre iman sahibi bir kimse cehennemde sonsuza kadar kalmayacaktır. Bundan dolayı tefsir alimleri yukarıdaki ayeti kerime hakkında çeşitli yorumlarda bulunmuşlardır. Bazılarına göre burada kastedilenler bir mü`mini kasten öldürmeyi helal görenlerdir. Bazı tefsir alimlerine göre de burada "sonsuza kadar" ifadesiyle cehennemde uzun süre kalmaları kastedilmektedir. Bir mü`mini kasten öldürenin tevbesinin kabul edilip edilmeyeceği konusunda da tefsir alimleri değişik görüşler ortaya atmışlardır. Alimlerin çoğunluğuna göre "Allah kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz, bunun dışındakileri ise dilediği kimse için bağışlayabilir" (Nisa: 116) ayetinin hükmünce Allah dilerse bir mü`mini kasten öldüreni de bağışlar. İbnu Abbas`ın da dahil olduğu bir grup ilim adamına göre ise bir mü`mini kasten öldürenin tevbesi kabul edilmez.

Nüzul Sebepleri

92.İbnu Cerir`in İkrime`den rivayet ettiğine göre Haris bin Yezid Mekke`de Ebu Cehil ile birlikte Müslümanlardan Ayyaş bin Ebi Rebi`a`ya işkence ederdi. Ayyaş daha sonra Medine`ye hicret etti. Sonra Haris de Müslüman olarak hicret etti. Ayyaş bir gün Hâris`le Harra`da karşılaştı ve onun Müslüman olduğunu bilmediğinden kılıcını çekip öldürdü. Daha sonra Hâris`in Müslüman olduğunu öğrendi ve yaptığı işe son derece pişman oldu. Bunun üzerine bu ayeti kerime indirildi.

Bunu destekleyen daha başka rivayetler de nakledilmiştir.

94.Buhari, Tirmizi, Hakim ve daha başkalarının rivayetlerine göre Abdullah bin Abbas (r.a.) şöyle söylemiştir: "Süleym oğullarından bir adam Resulullah (a.s.)`ın ashabından bir grubun yanından geçti. Adam koyun güdüyordu. Onlara selâm verdi. Onlarsa: "Bu adam sırf bizden sakınmak için bize selâm verdi" dediler ve adamı öldürüp koyunlarını Resulullah (a.s.)`a getirdiler. Bunun üzerine bu ayeti kerime indirildi."

Bezzar`ın Abdullah bin Abbas (r.a.)`tan bir başka tarıkla rivayet ettiğine göre de Resulullah (a.s.) bir kavmin üzerine bir seriyye gönderdi. Seriyyede Mikdad (r.a.) da vardı. Vardıklarında kavim dağılmıştı ve sadece çok mal sahibi bir adam kalmıştı. Adam şehadet getirdi, ama Mikdad (r.a.) yine de onu öldürdü. Resulullah (a.s.): "Yarın lâ ilâhe illallah (diyeni öldürmekten sorumlu tutulmak) karşısında ne yapacaksın?" diye buyurdu. Bunun üzerine bu ayeti kerime indirildi.

Bu konuda daha başka rivayetler de nakledilmiştir. Bu rivayetlerin ortak yönleri ayeti kerimenin Resulullah (a.s.)`ın gönderdiği bir seriyyedeki Müslümanların Müslüman olduğunu ortaya koyan bir kişiyi bunu korktuğundan yaptığı kanaatiyle öldürmeleri üzerine indirildiğine dikkat çekmeleridir.