Irak'ta Fitne Taktikleri

30 Kasım 2006 Perşembe, Vakit gazetesi

Çağdaş emperyalizm haçlı dünyasının iki kanadı arasında yakınlaşma sağlayarak güçlü bir cephe oluşturmaya çalışırken İslâm âleminde mezhep temelli fitneyi körükleyerek Müslümanları birbirine kırdırmayı hedefliyor. Şu dönemde böyle bir fitnenin tahrik edilmesi için en elverişli şartların da Irak'ta oluştuğu düşünülüyor.

Geçtiğimiz hafta içinde Bağdat'ın Sadr mahallesinde korkunç bir katliama sebep olan patlamalar gerçekleşti. Arkasından da Sünnilerin camilerine baskınlar düzenlendi. Bazı yerlerde Sünnî erkeklerin kaçırılarak diri diri yakıldığına dair haberler geldi. Böyle bir vahşeti bir Müslümanın ne adına ve hangi amaç için olursa olsun onaylaması mümkün değildir. Emperyalist işgale karşı özgürlük ve bağımsızlık mücadelesi veren direnişçiler de bu tür eylemleri kesinlikle reddettiklerini daha önce değişik vesilelerle dile getirdiler.

Fakat bu olayların Siyonist işgal devletinin bazı generallerinin Irak'ta mezhep fitnesinin körüklenmesi ve Irak'ın küçük parçalara bölünmesi tavsiyesinde bulunmalarından hemen sonraya denk gelmesi bir tesadüf müdür? Yine bu olayların, Jerusalem Post adlı bir İsrail gazetesinde kamuoyunu mezhep fitnesine hazırlamak amacıyla uydurulmuş ve tamamen yönlendirme amacı taşıdığı belli olan bir haberin yayınlanmasından sonraya denk gelmesi arka plandaki stratejik hesaplar hakkında bir ipucu veriyor olamaz mı?

Bundan yaklaşık üç hafta önce yayınlanan bir haberde şöyle deniyordu: "İsrailli generaller ve uzmanlar, Amerika Birleşik Devletleri'ne Irak'ta Sünnileri zayıflatma ve Irak'ı küçük devletçiklere bölme tavsiyesinde bulundu ve bunun Amerika'nın ve İsrail'in bölgedeki hedeflerini gerçekleştirmesine yardımcı olacağını belirttiler. İsrail'in en ünlü araştırma merkezlerinden The Interdisciplinary Center Herzliya'nın araştırmacılarından Guy Bahur, Amerika'nın Irak'ı bölmemesi durumunda başarısız olacağını ve hedeflerini gerçekleştiremeyeceğini savundu. İsrail Radyosu'nda yayınlanan bir panelde konuşan Guy Bahur, Irak'ın coğrafi bütünlüğünün parçalanması ve etnik temellere dayalı küçük devletçiklerin kurulmasının kolaylaştırılması gerektiğini söyledi. Bahur, bunun için öncelikle Sünnilerin zayıflatılması gerektiğinin zaruri olduğunu ve yeni Irak'ta İsrail'i ve Amerikan çıkarlarını tehdit edecek bir güce dönüşmemesi için Sünni direniş gruplarının ezilmesi gerektiğini vurguladı."

Bu haberin yayınlanmasının üzerinden fazla zaman geçmeden Jerusalem Post, Lübnan'da Sünnilerin tasfiye edilmesi ve güçlerinin zayıflatılması amacıyla daha önce adı duyulmamış Şiî ölüm mangaları oluşturulduğuna dair haber yayınladı. Oysa Lübnan'da bir Şiî - Sünnî kavgası yoktur ve bu iki kitle işgalci Siyonist devletin son saldırısına karşı verilen mücadele dâhil pek çok savunmada birlikte hareket etmiştir. Haber gerçeği değil Siyonistlerin bir arzularını dile getiriyordu.

BM Genel Sekreteri'nin Irak'ta yaşanan son olaylardan sonra mezhebi çatışmaların yayılmasından endişe duyduğuna dair açıklamalar yapmasını samimi bulmuyoruz. Evet, olaylar gerçekten endişe verici hatta korkutucudur. Ama bu endişeyi duyarsak biz duyarız; İslâm ümmetinin birlik ve bütünlüğünü arzulayanlar duyar. Müslümanların arasına fitne sokanlar veya onlarla işbirliği yapanlar değil.

ABD'nin Irak'ın bütünlüğünün korunacağına dair açıklamaları da gerçekçi değildir. Amerikan emperyalizmi Irak'ı işgal ettiği tarihten buyana bu ülkede, dinî ve etnik kimliğe göre bir ayrışmayı böylece Irak'ı küçük parçalara ayırmayı hedefleyen stratejilerini uygulamaktadır. Şu an gelinen noktada ise işgalci Siyonist devletin tavsiye ettiği bölünmenin gerçekleştirilmesi işgalci ABD açısından da önemli bir amaçtır. Ama böyle bir bölünme, Irak'taki tüm dinî ve etnik unsurlar açısından tehlikeli olacağı gibi bütün bölge için de ciddi tehlikeler oluşturacaktır.

Bu arada Irak Müslüman Âlimler Birliği başkanı Haris ed-Dârî hakkında, açıklamalarıyla provokasyon yaptığına dair haberler yayınlanmasının da üzücü olduğunu belirtmeyi zorunlu görüyorum. Bu zatı ben şahsen tanıyorum. Muhtelif vesilelerle kendisiyle görüştüm ve konuşmalarını da dinledim. O her zaman mezhep fitnesine karşı uyarıda bulunmuş ve bu fitnenin önüne geçmek için çalışmıştır. Son habere konu olan konuşmasında da tepkisi Şiî cemaate değil Irak'taki mevcut hükümete yönelikti. Daha önce de ed-Darî'nin oğlunun gizlice İsrail ziyareti yaptığına dair bir haber yayınlanarak imajının yıpratılmasına çalışılmıştı. Oysa haberin kaynağı bir İsrail gazetesiydi ve doğru olmadığı daha sonra ortaya çıktı.