Türkiye'yi Sarsan Suikast

27 Ocak 2001, es-Sebil gazetesi

Türkiye bu hafta 24 Ocak 2001 Çarşamba akşamı Diyarbakır şehrinde gerçekleştirilen cinayetle sarsıldı. Bu olayda Diyarbakır il emniyet müdürü Gaffar Okkan ve onunla birlikte bulunan 5 güvenlik görevlisi pusuya düşürülerek öldürüldü. Cinayet Emniyet Müdürlüğü'ne 200 metre mesafede gerçekleştirildi. Saldırıyı gerçekleştirenler Emniyet Müdürü Gaffar Okkan'ın bindiği aracı dört yandan hedef alarak çapraz ateşe maruz bıraktılar. Olaydan sonra saldırının gerçekleştirildiği yerde yapılan araştırmada 430 adet boş mermi kovanı, bir adet patlamış iki adet de patlamamış el bombası bulundu.

Emniyet Müdürü Gaffar Okkan, geçtiğimiz yıl Ocak ayında Hizbullah adlı örgüte karşı başlatılan operasyonlarda önemli rol oynayan bir kişi olduğundan dolayı gözler ilk etapta bu örgüte yöneldi. Hizbullah'ın Okkan'ı intikam amacıyla hedef seçmiş olabileceği ihtimali üzerinde ağırlıklı olarak duruluyor. Olayda yaralanan polis memurlarının verdiği ifadelerde tarif ettikleri saldırganların bazılarının da söz konusu örgüt mensuplarından aranan bazı kişilerin eşkallerine benzediği açıklandı. Bu yüzden arama operasyonlarında genellikle bu örgüt üzerinde duruluyor. Ancak şu ana kadar saldırıyı gerçekleştirenlerden herhangi birinin izine rastlanamadı. Bu yüzden saldırının kim tarafından ve ne amaçla gerçekleştirildiği konusunda kesin bir hükme varılabilmiş değil.

Terör konusunda uzman olan bazı kişiler ise yorumlarında bu cinayetin Hizbullah'ı aşan bir cinayet olduğuna dikkat çekiyorlar. Çünkü saldırı oldukça profesyonelce gerçekleştirilmiş. Eski MİT (Milli İstihbarat Teşkilatı) elemanı ve terör konusunda uzman olan Prof. Dr. Mahir Kaynak yaptığı açıklamada Gaffar Okkan'a karşı işlenen cinayetin alelade bir terör örgütü işi olmadığını bu işin oldukça geniş boyutlarının olduğunu dile getirdi. Kaynak konuyla ilgili açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Son suikastın ve bölgede bundan sonra gerçekleştirilmesi muhtemel eylemlerin dış destekli hatta Avrupa destekli olduğuna inanıyorum." Bir diğer terör uzmanı Doç. Dr. Emin Gürses de olay hakkında şu yorumu yaptı: "Bu, sıradan bir olay değil. Çünkü bunu yapacak örgüt kendisini de ateşe atıyor demektir. Çok büyük ses getiren eylem. Halk şehit olan müdürü çok seviyordu. Bu işi Hizbullah da yaptıysa kesinlikle taşeron olarak (aracı olarak, başkasının hesabına) yapmıştır."

Diyarbakır emniyet müdürü Gaffar Okkan aynı zamanda halkla sıkı münasebet içine girmesiyle tanınan biriydi. Bu yüzden bölge halkının sevgisini kazanmıştı. Dolayısıyla onun öldürülmesi bölge halkının şiddetli tepkisine sebep oldu. Bu tepki cenaze merasiminde de cadde ve sokaklara yansıdı.

Cinayetin, Fransa'da Türkiye aleyhine "Ermeni soykırımı iddialarının resmen kabul edilmesi" kanununun parlamentoda kabul edildiği döneme denk getirilmesi de düşündürüyor. Çünkü Fransa parlamentosunun söz konusu kanunu kabul etmesi üzerine Türkiye'de Fransa'ya karşı şiddetli bir tepki ortaya çıkmıştı. Ancak söz konusu cinayet gündemi bir anda değiştirdi ve Fransa'nın tutumu adeta unutuldu. Bu yüzden bazı yorumcular olayın, kökü geçmişte Türkiye'yi uzun yıllar uğraştıran Ermeni ASALA terörüne ulaşan bir boyutunun da olabileceğine dikkat çekiyorlar.

Olayın bir diğer düşündürücü yanı ise Türkiye'de yolsuzlukla ilgili soruşturmaların yoğun bir şekilde sürdürüldüğü döneme denk gelmesi. Bu yüzden olayın kara para mafyasıyla irtibatının olabileceğine işaret edenler de var.

Sonuç itibariyle emniyet müdürü Gaffar Okkan'a ve beş koruma görevlisine karşı gerçekleştirilen cinayetin arka planı henüz tam olarak aydınlatılmış değil. Aydınlatılmasının ne kadar zaman alacağı ise bilinmiyor. Fakat terör uzmanlarının çoğunun dile getirdiği husus şu: Bu cinayeti Hizbullah örgütü işlemiş olsa da birilerinin taşeronu olarak yapmış olması kuvvetle muhtemeldir.

Bu arada Türkiye'deki Hizbullah örgütünün yakın geçmişte özellikle İslami kesimin ileri gelenlerinin ortadan kaldırılması için kullanılmış bir terör örgütü olduğuna dikkat çekelim. Ne yazık ki bu örgüt bir yandan yakın geçmişte İslami camiaya karşı terör olaylarında, adam kaçırmalarda ve benzeri terör eylemlerinde kullanıldığı halde işlediği çirkin fiiller de İslami oluşumlara mal edilmeye çalışıldı. Gaffar Okkan cinayetinin arkasında eğer bu örgüt varsa bu cinayet Hizbullah örgütünün bir devlet yetkilisine karşı gerçekleştirmiş olduğu ilk cinayet niteliği taşıyor.

p>