Abdullah Öcalan'a İdam

Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi, Ege Denizi'ndeki İmralı adasında yargılanan PKK lideri Abdullah Öcalan'ı sonuçta idam cezasına mahkum etti. İdam cezasına gerekçe olarak Öcalan'ın vatana ihanet etmesi ve çok sayıda cinayeti organize etmesi gösterildi. Uygulamadaki hukuk sistemine göre, Öcalan'ın bu kararı Yargıtay'da temyiz etme hakkı bulunuyor. Eğer Yargıtay da cezayı onaylarsa o zaman cezanın infaz edilebilmesi için parlamentoda da onaylanması, ardından cumhurbaşkanının tasdik etmesi gerekiyor.

Normalde mahkemenin idam kararı vermesine kesin gibi bakılıyordu. Çünkü birinci derecede Öcalan'a nispet edilen suçların mevcut hukuk sistemine göre idamdan başka bir cezayla cezalandırılmasına mahal yok. Ayrıca birtakım kuruluşların ve basın yayın organlarının davanın devam ettiği günlerde toplumda oluşturdukları hava da bir kamuoyu baskısının oluşmasına sebep olmuştu.

Türkiye, Öcalan hakkında verilen karar konusunda Avrupa ülkeleri karşısında kendini rahatlatabilmek için jet hızıyla bir anayasa değişikliği de yapmıştı. Çünkü Avrupa ülkeleri Türkiye'deki Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nde askeri hakimlerin bulunmasına itiraz ederek, askeri hakimlerin bulunduğu bu mahkemelerin bağımsız olamayacağını ve işleyiş tarzının da sivil hukuk kurallarına aykırı olduğunu iddia etmişlerdi. Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nde askeri hakimlerin bulunması ise 1982 anayasasının bir şartıydı. Bu durum karşısında mevcut hükümet Avrupa ülkelerinin itiraz gerekçesini ortadan kaldırmak ve verilecek karar konusunda kendini rahatlatmak için oldukça hızlı bir şekilde anayasa değişikliği yaparak Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nden askeri hakimleri çıkardı. Hükümeti oluşturan partilerin Meclis'te sahip oldukları sandalye sayısının üçte iki oranını aşması bu anayasa değişikliğinin böyle hızlı bir şekilde gerçekleştirilmesini kolaylaştırdı. Bundan dolayı Öcalan'ın son iki duruşmasında askeri hakim bulunmadı. Ancak askeri hakimin bulunmaması kararı etkilemedi ve neticede idam hükmü çıktı.

Türkiye her ne kadar hızlı bir anayasa değişikliğine giderek Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nden askeri hakimleri çıkardıysa da, verilen hükmün idam olması sebebiyle yine de Avrupa ülkelerini memnun edemedi ve Avrupa ülkelerinin çoğu bu karara karşı çıktılar. Avrupa Konseyi'ne üye ülkelerin bazıları, Türkiye'nin idam cezası uygulamasını kaldırmaması sebebiyle Avrupa Konseyi'nden çıkarılmasını istiyorlar. (Not: Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği'nden yani UE'den farklı bir teşkilattır. Avrupa Konseyi sadece bir siyasi organizasyondur.) Amerika ise bu konuda kesin bir tavır koymamakla birlikte yaptığı açıklamalarda Öcalan'ın idam edilmesine karşı olmadığını hissettirdi. Zaten Öcalan'ın Türkiye'ye teslim edilmesinde Amerika ve İsrail'in önemli rol oynadığı biliniyor.

Türkiye'de şu ana kadar Öcalan hakkında idam kararı verilmesinden dolayı herhangi bir kitlesel tepki eylemi düzenlenmiş değil. Ancak birtakım münferit olaylar yaşandı. Bunların en büyüğü de 2 Temmuz 1999 Cuma günü Elazığ'da düzenlenen silahlı eylemdi. Burada PKK yanlısı oldukları tahmin edilen bazı kişiler, bebek kundağı görüntüsü verdikleri bir paketin içinde silah taşıyarak büyük bir meydana kadar geldi, sonra silahlarını çıkarıp etrafa rasgele ateş etmeye başladılar. Bu saldırıda vatandaşlardan dört kişi hayatını kaybetti. Olaydan sonra güvenlik güçleriyle saldırıyı düzenleyen PKK yandaşları arasında çatışma çıktı ve saldırganlardan bazıları öldürüldü, diğerleri ise kaçmayı başardılar. Saldırıyı düzenleyenlerden birinin kadın olduğu ve kadının sığındığı bir binada yarım saat süren bir silahlı çatışmadan sonra öldürüldüğü bildirildi. İstanbul ve Diyarbakır'da da bazı bombalı eylemler düzenlendi. Bu eylemlerde ölen olmadı ama bazı kişiler yaralandı. PKK yandaşlarının önümüzdeki günlerde de birtakım silahlı eylemler düzenlemeleri mümkün.

Kararın bir de infaz boyutu var. Bazıları Türkiye'nin Avrupa Konseyi'ne idam cezalarını infaz etmeyeceği yönünde söz verdiğini ileri sürerek Öcalan hakkındaki idam kararının da infaz edilmesinin zor olduğu iddiasında bulunuyorlar. Ancak bu konuda resmi ağızlardan henüz herhangi bir açıklama yapılmadı. Resmi açıklamalarda Türkiye'nin bu konuda kararı yetkili mercilerce vereceği ve Avrupa'nın tavrının Türkiye'yi bağlamayacağı dile getirildi.

Duruşmaların devam ettiği günlerde, halkı galeyana getirmek için her yola başvuran Batı kafasındaki birtakım gazeteler ve televizyonlar ise idam edilmemesi yönünde propaganda yapmaya başladılar.

Öcalan hakkındaki idam hükmünün infaz edilip edilmeyeceği konusunda şu an için kesin bir şey söylemek mümkün görünmüyor. Bu konuda önümüzdeki günlerde yaşanacak gelişmeler ve olayın uluslararası boyuttaki yansımaları etkili olabilir. Bununla birlikte infaz edilmesi ihtimalinin daha kuvvetli olduğunu sanıyoruz.