Sayıların Savaşı

10 Eylül 2004 Cuma, Vakit gazetesi

Derinlere yerleşmiş birtakım güçlerin perde arkasından söz sahibi olduğu yönetimlerde nasıl medya dördüncü bazen de birinci güç olarak değerlendiriliyorsa, çağdaş emperyalizmin yürüttüğü savaşlarda da en önemli cepheyi oluşturmaktadır. Bu yüzden ABD bu savaşlarda medyaya önemli yatırım yapmaktadır. Tabii bu arada beyinlerini ve kalemlerini pazara çıkarmaktan çekinmeyen "fikir fahişeleri" de ABD'nin kendi vahşi saldırılarının savunulması, bu saldırılara karşı meşru mücadele verenlere ise iğrenç iftiralar atılması için dağıttığı paralardan epey kazanç elde ediyorlar. Çünkü onlar bu alanda kendilerini hayvanlardan örneğin "saldır" denildiğinde saldıran joe'lardan daha özgür görüyorlar. Ama bu, fikir ve para bağımlılığı getiren ahlâki ölçülerden sıyrılma özgürlüğü.

ABD, Irak'taki savaşta kendi kontrolü dışında bilgi sızmasını önlemek amacıyla muhtelif ataklarda bulundu. Bağdat'ın işgali esnasında basın mensuplarının kullandığı oteli özellikle onlara zarar verecek şekilde hedef aldı. Bu saldırının amacı onlara: "Artık benim himayeme girmekten başka seçeneğiniz kalmamıştır" mesajı vermekti. Onun himayesine girmek ise yine ABD savaşlarının medya cephesiyle bağlantılı olarak basın literatürüne giren "embedded gazeteci" olmayı kabullenme anlamına gelecekti. Bunu kabullenmeye yanaşmayanlar ilginç ve karanlık saldırıların, eylemlerin hedefi oldular.

Afganistan ve Irak işgali esnasında yürüttüğü aktif faaliyetleriyle öne çıkan ve dünya çapında ün salan el-Cezire'nin Bağdat bürosu bir süre önce işgalcilerin kuklası geçici yönetim tarafından kapatıldı.

Bu sıralarda Irak'ta işgalcilerin ve kuklalarının himayesine giren embedded gazeteciler nispeten rahat çalışma imkânı bulurlarken bağımsız çalışmak isteyenler kendilerini iki ateş arasında görüyorlar. Bir yandan işgalci askerlerin rasgele atıldığı iddiasıyla kasten atabilecekleri bir kurşuna hedef olmaktan, bir yandan da "direnişçi" olduklarını söyleyen ama eylemleri Irak'taki mücadelenin imajına ve çıkarlarına zarar veren kişiler tarafından rehin alınmaktan korkuyorlar. Bu yüzden kendilerini gizleyebilmek için Iraklıların geleneksel kıyafetleriyle dolaşmaya, mesleki araçlarını da saklı tutmaya ihtiyaç duyuyorlar. Oysa bu, Irak direnişine zarar vermektedir. Irak direnişinin bağımsız gazetecilerle işbirliği yapması ve onların dünya kamuoyuna doğru bilgileri aktarabilmeleri için kendilerine yardımcı olması gerekir.

Irak'ta ciddi sıkıntı ve çıkmaz içinde olan işgalcilerin bir yandan da "sayılarla savaş" verdiklerini görüyoruz. Bunun amacı ise psikolojik yıpratmadır. Hem Irak halkının hem de bu halkla gönül bağı içindeki tüm Müslümanların psikolojik yönden yıpratılması, Irak'ın geleceğiyle ilgili ümitlerinin kırılması ve ABD işgalini kabullenmekten başka seçeneklerinin olmadığını kabullenmeye zorlanmaları hedeflenmektedir.

Son dönemde ABD saldırılarında ölen Iraklı sayılarıyla ilgili göz korkutucu rakamlar veriliyor. Bunların çoğu işgalcilerin açıklamalarında yer alan rakamlar. Ancak geçtiğimiz Salı akşamı Felluce'ye yönelik saldırı sonrasında verilen çelişkili bilgiler bu konuda tereddütlere sebep oldu.

İşgalcilerin açıklamasında söz konusu saldırıda yüz direnişçinin öldürüldüğü iddia edilmişti. Tüm medya organları ABD kaynaklı bu rakamı verdiğinden biz de bir önceki yazımızda o olaya temas ederken bu rakamı verdik. Tabii saldırı sonrası alınan görüntülerde ölenlerin ve yaralananların arasında çocukların olması öldürülenlerin hepsinin "direnişçi" olduğu iddialarını yalanlıyordu. Bunun yanı sıra olayın üzerinden fazla zaman geçmeden bölgedeki hastane kaynakları tarafından yapılan açıklamalarda saldırıda 6 kişinin hayatını kaybettiğine dair bilgi alındığı vurgulandı. Konuyla ilgilenen bazı yorumcular da bunun ABD'nin yeni bir taktiği olduğunu vurguladılar. Biz pek yeni olmadığını, ABD'nin sayılarla savaşı uzun süreden beridir sürdürdüğünü düşünüyoruz.

Bizim kanaatimize göre ABD ölü sayısının çok olması için özellikle savunmasız kalabalıkların bulunduğu noktaları hedef almakta, sonra da istediği sayıda ölü olmasa bile önceden hazırladığı senaryoya göre haberler yaymakta ve bu yolla psikolojik yıpratma savaşı vermektedir.

Buna karşılık kendi askerlerinin ölü sayısını sürekli az veriyor. Savaşın başladığı tarihten buyana işgal güçleri tarafından yapılan resmi açıklamalardaki asker kayıpları rakamlarını topladığınızda bile binin bayağı üstüne çıkıyor. Buna rağmen ABD medyası "hafızayı beşerin nisyan ile malul" olmasından istifade ederek yayınladığı toplam rakamlarda sürekli bu sayıyı aşağı çekiyor. CNN'in iki gün önceki haberinde de ölü sayısı "1002" olarak açıklandı. Oysa bundan daha birkaç ay önce 1000 sayısına ulaşıldığına dair haberler yayınlanmıştı.