Tunus’ta Anayasa referandumu

28 Temmuz 2022 Perşembe, Yeni Akit

Tunus’ta kurmaya çalıştığı tek adam diktatörlüğünün “anayasal” çerçevesini oluşturmak isteyen Kays Said, tüm tepkilere ve boykot çağrılarına rağmen sözde Anayasa referandumunu ilan ettiği tarihte yani 25 Temmuz 2022’de gerçekleştirdi. Bu tarih aynı zamanda onun kendince anayasayı gerekçe göstererek gerçekleştirdiği sivil darbenin birinci yıl dönümüydü.

Arap Baharı adı verilen sürecin başladığı yer olan Tunus’ta halkın kazanımlarını geri almak isteyen dikta rejimleri ve Avrupa’nın sözde demokratik rejimleri daha önce muhtelif taktiklere başvurdular. Ancak bu taktikleri büyük ölçüde başarısız oldu. Ne var ki, halka verdiği sözlere sadık kalmayan cumhurbaşkanı Kays Said’in hırsları onların işlerini kolaylaştırdı ve Tunus’ta da Sisi benzeri bir diktatör çıkarabildiler.

Kays Said, halkın küçük çaplı bazı protesto eylemlerini bahane ederek, 25 Temmuz 2021’de, Anayasanın 80. maddesinin kendisine verdiği yetkileri kullandığı iddiasıyla hükûmeti görevden almak ve Meclis’in çalışmalarını dondurmak suretiyle siyasi darbe gerçekleştirdi.

Daha sonra anayasanın kendisine böyle bir yetki vermediğinin ispat edilmesi üzerine, mevcut anayasanın tek adam diktatörlüğü planında işini görmeyeceğini düşünen Kays Said bu kez yeni bir anayasa taslağı hazırlayarak bunu halkın onayına sunmak amacıyla sözünü ettiğimiz darbenin tam birinci yıl dönümüne tekabül eden 25 Temmuz 2022 tarihinde referandum gerçekleştireceğini duyurdu. Bu kez yapmak istediği ise bir anayasa darbesi gerçekleştirmek ve artık kendisinin istediği tüm geniş yetkileri eline veren bir anayasayı uygulamaya geçirmekti.

Muhalifler, siyasi baskının devam ettiği ortamda gerçekleştirilecek bir referandumun halkın iradesini yansıtmayacağını çünkü böyle bir referandumun dürüst olmayacağını ve sonuçların halkın iradesine göre değil söz konusu referandumu dayatan diktatörün iradesine göre belirleneceğini bildikleri için halktan oy vermeyi reddetmek suretiyle tavır koymasını istediler.

Bu çağrıların epey yankı bulduğunu, rejim yetkililerinin resmen açıkladığı rakamlar da ortaya koymaktadır. Çünkü resmi açıklamalara göre toplamda sandık başına giderek oy kullananların oranı %29’da kaldı. Ama biz bu oranı da gerçekçi bulmuyoruz. Tahminlere göre oy kullanım oranı bu rakamın da epey altında kalmıştır. “Eğer rejim oy kullanım oranlarıyla ilgili rakamlarda oynuyorsa neden %29 olarak gösteriyor, daha yukarıya çıkaramaz mıydı?” şeklinde bir soru akla gelebilir. Ancak oy kullanımlarını takip eden gözlemcilerin ve gazetecilerin müşahedeleri bu kadar büyük yalan atmalarına engel teşkil etmektedir. Çünkü akşam saatlerine kadar yapılan gözlemler ve verilen bilgiler oy vermeye gelenlerin sayısının çok düşük olduğunu ortaya koyuyordu. Zaten rejim kaynakları da gündüz saatlerinde sayıları daha düşük verirken akşam saatlerinden itibaren sayıları hızlı bir şekilde artırmaya başladı. En son verdiği sayı da 2 milyon 756 bin 607 oldu. Bu da toplam oyun %29’una tekabül ediyor. Ama bunların içinde mükerrer oyların da bulunması, gün boyu oy vermeye gelenlerin akşam bir kez daha gelip oy kullanmış olmaları ihtimal dışında değildir.

Oy kullananların %94.60’ının “Evet” oyu verdiği iddia edildi. Bu tür oranlar dikta rejimleri açısından gayet normaldir. Tunus diktatörü red oylarına yine %5’in üzerinde bir pay vermiş. Bu kadar cömert olmayanlar da var. Sonundaki küsurat ise verilen rakamın inandırıcı olması için.

Referandum sonrası siyasi durumla ilgili değerlendirmemizi de inşallah müteakip yazımızda yapmaya çalışacağız.

Taziye: Çok değerli dostum Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya ile Ömer Kaya’nın babası, hayrın ve iyiliğin öncüsü çok muhterem insan Mehmet Nimet Kaya, Fatih’te geçirdiği bir trafik kazasında yaralandıktan sonra hayatını kaybetti. Cenaze namazı bugün öğle namazı sonrası Fatih Camisi’nde kılınacak. Yüce Allah’tan müteveffaya rahmet, tüm aile efradına ve yakınlarına da sabrı cemil niyaz ediyorum. Allah kendilerine cennette buluşmak nasip etsin.