2 Haziran 2022 Perşembe, Yeni Akit
Pakistan’da, eski hükümetin Meclis’teki çoğunluğu kaybetmesi sebebiyle, gensoru önergesi verilmesi üzerine yapılan yorumlarda Türkiye’yle ilişkiler konusunda da bazı endişeler öne çıkmıştı. Ben o dönemde yayınlanan yazılarımda, Pakistan’ın kuruluşundan beri çok farklı zihniyette, anlayışta siyasetçilerin ve kadroların iktidara gelmesine rağmen Türkiye’yle ilişkilerinin her zaman istikrarlı bir şekilde devam ettiğini, Pakistan’ın Türkiye’yle ilişkilerini ihmal etmesinin ve geri plana atmasının söz konusu olamayacağını dile getirmiştim.
Aslında bundan önceki başbakan İmran Han’ın muhalefette iken Türkiye’ye yönelik bazı eleştirileri ve bölgesel konularla ilgili muhalif tavırları vardı. Ama iktidara gelmesinden sonra tutumunu tamamen değiştirerek Türkiye’yle ilişkilere öncelik vermiş ve karşılıklı işbirliğini geliştirmek, hatta birlikte bölgesel ittifaka öncülük etmek için önemli adımlar atmaya da başlamıştı. Türkiye’deki medyanın İmran Han hükümetinin parlamentoda, gensoruyla düşürülmesi konusunda sergilediği tutumda ve izhar ettiği endişede, onun iktidara gelmesinden sonra Türkiye’yle ilişkilere bu kadar öncelik vermesinin önemli etkisi vardı.
Pakistan’ın yeni başbakanı Şahbaz Şerif, bu ülkeyi kurulduğu tarihten itibaren tanıyan Türkiye’yle diplomatik ilişkilerin başlatılmasının 75. yılı münasebetiyle 1 Haziran Çarşamba günü Ankara’ya bir ziyaret başlattı. İki gün süreceği bildirilen ziyarette ikili ilişkilerin güçlendirilmesi ve ekonomik işbirliğinin artırılması konusunda görüşmeler yapılacağı belirtildi.
Bu yazıyı, ziyaretin başlamasının hemen ardından yazdığımız için görüşmelerin içeriği ve çıkan sonuçlar hakkında değil, ancak düşünceler ve planlar hakkında fikir beyan edebiliyoruz. Ama belki siz yazıyı okurken, görüşmelerin birçoğu tamamlanmış, neler yapılacağı konusunda tavırlar ortaya konmuş ve atılacak adımlar netlik kazanmış olacaktır.
Görüşmelerde hem ikili ilişkiler hem de bölgesel konular üzerinde durulacağı ve birlikte neler yapılabileceği hakkında fikir alış verişinde bulunulacağı belirtildi.
Ziyaretin amaçlarından biri de karşılıklı ekonomik ilişkileri geliştirmek ve ticaret hacmini artırmak. Önümüzdeki üç yıl içinde karşılıklı ticaret hacminin 5 milyar dolara çıkarılmasının amaçlandığı belirtildi. Pakistan başbakanı Şerif, karşılıklı ticaret hacminin geçen yıl 1 milyar 100 milyon dolar olarak gerçekleştiğini ifade ederek, bu miktarı artırmayı arzuladıklarını dile getirdi. Aslında bunun yani karşılıklı ticaret hacminin artırılmasının, sadece Pakistan ile değil İslam coğrafyasındaki tüm ülkelerle yapılması gerekir. Bu ülkelerin aralarındaki işbirliğini güçlendirmeleri, ihtiyaç duydukları ürünleri önce kendi pazarlarında aramalarıyla mümkün olacaktır. Batı ülkeleri kendi aralarındaki işbirliğini bu şekilde geliştirdi ve bu yolla birbirlerine önemli boyutta destek sağladılar.
Pakistan Başbakanı Şerif, Türkiyeli ve Pakistanlı iş insanlarının karşılıklı işbirliğini ve yatırımı artırmaya ve geliştirmeye istekli olduklarını belirterek Türkiyeli iş insanlarından Pakistan’da yatırım yapmak isteyenlere hükümetlerinin her türlü kolaylığı sağlayacağını dile getirdi.
Şerif, Türkiye Keşmir konusunda Pakistan’a destek verdiği gibi Pakistan’ın da, Türkiye’yi tehdit eden tüm terör örgütleri karşısında ve Kıbrıs davasında ona destek verdiğini ifade etti.
Gerçekten de Pakistan, Keşmir konusunda Türkiye’nin verdiği destekten memnun olduğu gibi Kıbrıs meselesinde de Türkiye’ye en büyük desteği veren ülke olduğunu söylememiz mümkündür. PKK ve FETÖ terörü karşısında da Pakistan, Türkiye’nin yanında durmuştur.
Aslında, ekonomik ilişkiler alanında iş gücü ihracatının ve ithalatının da bir düzene sokulması, düzensiz iş gücü akışının istikrarlı ve disiplinli hale getirilmesi de her iki ülke açısından faydalı sonuçlar doğuracaktır. Son dönemde Pakistan üzerinden Türkiye’ye önemli bir iş gücü akımı olduğu, ancak bunun büyük bir kısmını düzensiz ve plansız akımın oluşturduğu biliniyor.