5 Mart 2022 Cumartesi, Yeni Akit
Gazetemizde 12 Şubat tarihinde yayınlanan yazımızda, Tobruk Temsilciler Meclisi’nin Libya’nın eski İç İşleri Bakanı Fethi Başağa’yı başbakan seçmesiyle ve onun yeni bir hükümet kurmasını istemesiyle ilgili değerlendirmede bulunmuştuk.
Başağa’nın kurduğu hükümetin, 1 Mart Salı günü Topruk’taki Meclis’ten “güvenoyu” aldığı iddia edildi. Meclis Başkanı Akile Salih’in, oylama öncesinde milletvekillerinin oylamaya katılmamaları için tehdit edildikleri iddiası, oynanan oyunun üstünü örtmek ve bu oylamayı reddedenleri peşin suçlu göstermek için kullanmaya çalıştığı bir spekülasyondur ve iddiasını ispata yarayacak bir malzemesinin olduğunu sanmıyoruz. Trablus’taki hükümet zaten paralel hükümet oluşturulmasını tanımadığını açıkladı. Bilakis milletvekillerinin çoğunun koronavirüs sebebiyle telefonla oylamaya katıldığı iddiası ciddi şüpheler taşımaktadır.
Bundan önceki yazımızda da belirttiğimiz üzere bu, ülkede paralel bir hükümet ortaya çıkarılması, iki başlılığa geri dönülmesi, dolayısıyla daha önce iç çatışmalara son verilmesi için imzalanmış anlaşmanın geçersiz hale getirilmesi yani sıfır noktasına geri dönülmesi demektir.
Fitne hareketinin lideri Halife Hafter tarafından yönlendirildiği belli olan Tobruk Temsilciler Meclisi, yeni bir başbakan tayin etmesine ve onun ayrı bir hükümet kurmasını istemesine 24 Aralık 2021 tarihinde Dibeybe hükümetinin süresini doldurduğu iddiasını gerekçe gösteriyor. Oysa Dibeybe hükümeti geçiş döneminin hükümetidir ve onun süresinin dolması için, seçimlerin yapılmış olması, bu seçimlere dayalı olarak parlamentonun oluşturulması ve bu parlamentodaki aritmetiğe göre şekillenen bir hükümetin kurulmuş olması gerekir.
Yapılan anlaşmaya göre Abdülhamid Dibeybe hükümeti geçiş dönemi hükümeti olduğu gibi Tobruk’taki Temsilciler Meclisi de aynı şekilde geçiş dönemi parlamentosudur. Eğer 24 Aralık 2021’de geçiş dönemi hükümetinin süresi dolduysa o zaman geçiş dönemi parlamentosunun da aynı tarihte süresinin dolmuş olması gerekir ki o zaman bu parlamentonun yeni bir başbakan seçme ve onu hükümet kurmakla görevlendirme yetkisinin olmaması gerekir.
Arap dünyasındaki dikta rejimlerinin, Tunus’ta oynadıklarına benzer bir oyunu şimdi Halife Hafter üzerinden Libya’da oynamaya çalıştıkları anlaşılıyor.
Söz konusu dikta rejimleri Tunus halkının kazanımlarını geri alabilmek için Mısır’daki Baltacı fitnesi benzeri bir fitne çıkarmaya çalıştı ama başarılı olamadılar. Sonra seçimle iş başına gelen Kays Said’i kullanarak “Anayasa darbesi” olarak nitelendirilen bir darbe gerçekleştirmek suretiyle, Sisi cuntası benzeri bir yönetimi hakim kılmak için dümenler çevirmeye başladılar.
Libya’da da Hafter, bu rejimlerin desteğiyle iki kez darbe girişiminde bulundu, ama ikisinde de başarısız oldu. Sonra Afrika’dan paralı militanlar, Rusya’dan ve Fransa’dan profesyonel askerler ithal ederek, para ve malzeme yönünden de destekleyerek Trablus’u ele geçirmesini sağlamaya çalıştılar. Ama özellikle Türkiye’nin Trablus’taki yönetime verdiği destek onların bu planlarının başarılı olmasını da engelledi. Bunun üzerine Hafter anlaşma yapmak ve genel seçim yapılması için bir geçiş süreci başlatılmasına razı olmak zorunda kaldı.
Ama dürüst ve kontrollü bir seçim yapılması durumunda kendisinin kazanamayacağını gördüğünden, seçimlerin yasal çerçevesi konusunda anlaşmaya razı olmadı. Bu yüzden seçimler ertelendi.
Şimdi de belirlenen seçim tarihinde geçiş dönemi hükümetinin süresinin dolduğu iddiasında bulunarak, ayrı bir hükümet kurmak suretiyle “Meclis darbesi” gerçekleştirmek istiyor.
Ama bu darbede, daha önce Trablus’taki hükümette İç İşleri Bakanlığı yapmış, Türkiye’den yardım istemiş ve farklı çevrelerle irtibatları olan Fethi Başağa’yı kullanarak çok sinsice bir oyun oynuyor.
Fethi Başağa’nın geçmişteki tavırları, siyasi duruşları ve irtibatları şu an yaptığının da doğru olduğuna mesnet teşkil etmez. Ne yazık ki bu süreçte, Halife Hafter’in perdenin arkasından yönettiği ve yönlendirdiği kirli bir oyuna alet olmaktadır.