Irak Başbakanının konutuna saldırı

11 Kasım 2021 Perşembe, Yeni Akit

Irak Başbakanı Mustafa El-Kazımi’nin, Bağdat’ın “Yeşil Bölge” olarak isimlendirilen yüksek güvenlikli mıntıkasındaki konutuna, 7 Kasım Pazar günü sabaha karşı insansız hava aracıyla havadan saldırı düzenlendi.

Kazımi saldırıdan yara almadan kurtuldu ve olaydan hemen sonra sağlık durumunun iyi olduğuna dair bir mesaj yayınladı. Bu arada halkı da sakin olmaya çağırdı.

Saldırıyı üstlenen bir örgütün olmadığı haberlerde dile getirildi. Ancak Mustafa El-Kazımi kendilerinin saldırıyı kimlerin gerçekleştirdiklerini çok iyi bildiklerini, olayın üzerine gittiklerini ve saldırıyı düzenleyenleri de yakında açıklayacaklarını ifade etti. Bununla birlikte şimdilik olay üzerindeki sis perdesi kaldırılabilmiş değil. Sadece Kazımi’nin stratejisine ve ona tepkili çevrelerin siyasi duruşlarına dayanan birtakım yorumlar ve tahminler söz konusu.

Öncelikle şunu belirtelim ki saldırıda başvurulan yöntem, siyasi cinayetler konusunda yeni teknikler geliştirilmesinden dolayı endişelerin artmasını da beraberinde getirdi. Çünkü drone adı verilen insansız hava araçlarının artık bu tür saldırılarda kullanılması konusunda yeni yöntemler ve teknikler geliştirilmesi düşündürüyor. Önceden de siyasi liderlere yönelik suikast ihtimallerine karşı çok farklı tedbirlere başvuruluyordu. Şimdi bu tedbirlere havadan yapılabilecek saldırı ihtimallerine karşı başvurulacak uygulamaların da eklenmesi gerekiyor. Çünkü bu drone adı verilen araçlara artık çok küçük çaplı bir silahlı örgütün dahi sahip olması ve bunları uzaktan kumandalı bir şekilde yönlendirerek tehlikeli saldırılar gerçekleştirmesi ihtimali var. O yüzden siyasi liderlere yönelik tehditler karşısında sadece karadaki yolların kontrol altına alınması ve yakın koruma ekiplerinin sürekli çevreyi sıkı takibe almaları yeterli olmayacak. Havanın da hassas bir şekilde izlenmesi ve yaklaşan bir drone bulunup bulunmadığının anında tespit edilerek etkisiz hale getirilmesi gerekecek.

Irak’ta 10 Ekim’de gerçekleştirilen seçimlerden bu yana ciddi bir kargaşa var. Seçimlerden İran’ın mesafeli durduğu, Mukteda Es-Sadr liderliğindeki siyasi hareketin zaferle çıkması ve İran yanlısı siyasi grupların hüsran yaşamaları tartışmaları da beraberinde getirdi.

İran yanlısı siyasi gruplar sonuçlara razı olmak istemedi ve oy sayımlarında usûlsüzlükler olduğu iddiasında bulunarak oyların yeniden ve elle sayılmasını talep ettiler.

Irak Yüksek Seçim Komisyonu Başkanı Adnan Celil 17 Ekim tarihinde Bağdat’ta düzenlediği basın toplantısında 3 bin 681 seçim merkezinde elle sayım işleminin tamamlandığını, elektronik tasnif işlemiyle yüzde yüz uyumlu olduğunu belirterek kesin sonuçları açıkladı.

Ancak İran yanlısı gruplar yine razı olmayarak seçimlere hile karıştırıldığı iddiasında bulundular. Başbakan Mustafa El-Kazımi de Şii kesimden olmasına ve İran’la ilişkilerinin olumlu yönde devam etmesi için attığı adımlara dikkat etmesine rağmen Bağdat yönetiminin tümüyle İran’ın telkinleriyle hareket eden bir uydu yönetim haline gelmesini de istemiyor. Bu arada ABD ile ilişkilerini de önemsiyor ve bir yandan ABD ile, diğer yandan İran ile ilişkilerini Bağdat’ın kendi çapında daha bağımsız siyasi kararlar vermesine imkan sağlaması için denge unsuru olarak değerlendirmeye çalışıyor.

Onun bu politikası, Irak’ın tamamen İran’ın bir arka bahçesi olması için çalışan ve kendilerinin de İran’ın bölgeye hakim olma siyasetinin bir uygulamacısı olmak isteyen kesimi rahatsız ediyor. Bu yüzden seçimlerde hile yapıldığına dair iddialarında Mustafa El-Kazımi’yi de hedeflerine yerleştirdikleri ve ona yönelik eleştirilerde bulundukları biliniyor. Hatta Yeşil Bölge’nin girişlerinde, seçim sonuçlarını protesto amacıyla gösteriler de düzenlemişlerdi.

Bu gibi hususlardan yola çıkarak değerlendirmelerde bulunan yorumcular suikast girişiminin arkasında İran yanlısı grupların dolayısıyla İran’ın bulunduğunu ileri sürerken, İran penceresinden bakanlar aslında suikast girişiminin ABD’nin veya Mossad’ın işi olabileceğini ileri sürüyorlar.