Tunus’ta darbe süreci sürüyor

26 Ağustos 2021 Perşembe, Yeni Akit

Bu sıralarda Afganistan’da önemli birtakım olaylar yaşandığı ve yeni bir süreç başladığı için dünyadaki gelişmeler içinde bütün dikkatleri üzerine çekenler bu ülkedeki hadiseler oluyor. Biz de geçen haftaki yazılarımızı tamamen bu ülkedeki gelişmelere tahsis etmiş ve düşüncelerimizi aktarmaya çalışmıştık.

Ancak bu arada dünyada daha başka ülkelerde de birtakım önemli gelişmeler yaşanıyor. Bunları da tamamen atlamamak, bu olaylar hakkında da gücümüz yettiğince bilgilendirme ve değerlendirme yapmak gerektiğini düşünüyoruz. Bugünkü yazımızda da Tunus’taki darbe süreciyle ilgili son gelişmeleri ve başlangıçta kendini hukuka ve halkın değerlerine saygılı olarak lanse edip oy almaya çalışan ama başa geçtikten sonra Tunus’un yeni diktatörü olmaya heveslenen Kays Said’in son kararları üzerinde durmak istiyoruz.

Kays Said, hükümeti ilga etme ve Meclis’in yani parlamentonun çalışmalarını dondurma kararı alarak siyasi bir darbe yaptığında Anayasanın 80. maddesinin kendisine verdiği yetkileri kullandığı iddiasında bulunmuştu. Oysa Tunus Anayasasının bu maddesi olağanüstü hal uygulamasıyla ilgilidir ve Cumhurbaşkanına hükümeti görevden alma, Meclis’in çalışmalarına son verme yetkisi vermez. Bilakis olağanüstü hal uygulama konusunda Meclis ve hükümet başkanlarıyla istişare halinde olmasını, bu arada Meclis’in de sürekli oturum düzenleyerek durum değerlendirmesi yapmasını ister. Kays Said ise hem hükümeti, hem Meclis’i, hem de Meclis Başkanı’nı tamamen devreden çıkarıp tek başına diktatörce hareket ederek Anayasayı büsbütün ayaklar altına almak suretiyle Anayasaya da darbe yapmıştı. Daha önce detaylarıyla söz ettiğimiz bu konuyu burada özetle bir kez daha hatırlatmış olalım.

Öte yandan cumhurbaşkanının olağanüstü hal uygulama konusunda yetkisini kullanması otuz günle sınırlıdır. Bu sürenin dolmasından sonra Meclis üyelerinden 31 kişinin Anayasa Mahkemesi’ne başvurması ve uzatma kararını bu mahkemenin vermesi istenmektedir.

25 Temmuz gecesi gerçekleştirilen siyasi darbeden sonra bir aylık sürenin dolmasına yakın Kays Said yine Anayasayı ayaklar altına alarak Meclis’in çalışmalarının dondurulması uygulamasının yeni bir açıklamaya kadar süreceğini bildirerek tek başına olağanüstü hal uygulamasını uzatma kararı aldı.

Anayasa Mahkemesi ise zaten henüz kurulmuş ve faaliyete başlamış değil. Bu mahkemenin kurulmasını ve prosedürün uygulanmasını engelleyen de zaten diktatörlüğe heveslendiğini bundan birkaç ay önce belli etmeye başlayan Kays Said olmuştu.

Meclis’i tamamen devreden çıkaran ve hükümeti görevden alan Kays Said bir yandan da dikta rejiminin temellerini sağlamlaştırmak için kendi hükümetini kurma çalışmalarını sürdürüyor. Oysa Anayasaya göre cumhurbaşkanının görevi hükümet kurmak değil hükümeti kuracak kişiyi veya partiyi görevlendirmektir. Onun kurduğu hükümetin iktidarı ele alabilmesi için de Meclis’ten güvenoyu alması gerekir. Fakat Said, Meclis’in çalışmalarını tamamen dondurmuş durumda ve yeni bir karara kadar bu uygulamanın devam edeceğini duyurdu. Yani bir hükümet kurulduğunda Meclis’in toplanıp ona güvenoyu vermek için oylama yapması şimdilik söz konusu değil.

Kays Said’in önümüzdeki günlerde halka hitaben bir konuşma yapacağı belirtildi. Görüldüğü kadarıyla bu adam, siyasi iktidarı tamamen kendi elinde toplamak, yeni bir diktatörlük rejimini oturtmak ve kendini adeta bir karizma yapmak için insanları kandırma çabasında. Yapacağı konuşmada muhtemelen yine gerçekleri çarpıtarak yaptığı işleri meşru göstermeye, Anayasanın verdiği yetkileri kullandığı yalanını tekrar etmeye devam edecektir.

Ülkedeki yedi sendika, diktatörlük heveslisi Said’den önümüzdeki dönemde izleyeceği siyasetle ilgili açık ve net bir program ortaya koymasını isterken adam burnunun istikametinde ilerlemeye devam ederek insanların önlerini görmelerine imkan sağlayacak bir program ortaya koymaktan kaçınıyor. Bu arada “dost” kabul ettiklerinin dışındaki siyasilerle de görüşmeyeceğini açıkça ortaya koymaktan çekinmedi.