22 Temmuz 2021 Perşembe, Yeni Akit
Öncelikle tüm okuyucularımızın Kurban bayramlarını tebrik ediyor, Yüce Allah’ın bu bayramı tüm İslam âlemi için hayırlara vesile kılmasını diliyorum.
İslam âleminde bayram günlerinde en çok öne çıkan konulardan biri de Mısır – Sudan ve Etiyopya arasında hâlâ ciddi tartışma ve ihtilaf konusu olan, Etiyopya’nın tamamlandığında Afrika’nın en büyük barajı olacak Hedasa (Diriliş) Barajı’nın ikinci dolum aşamasıydı
Afrika Birliği’nin öncülüğünde yapılan görüşmelerden bir sonuç elde edilememesi üzerine Etiyopya ikinci dolum aşamasını başlatacağını duyurmuştu. Tartışmaların kızışması üzerine Tunus, konuyu BM Güvenlik Konseyi’ne taşıdı ve görüşmelerin yeniden başlatılması, uluslararası hukuk çerçevesinde bir çözüm bulunması tavsiye edildi.
Ancak Etiyopya, Temmuz ayının başlarında ikinci dolum aşamasını başlatmak üzere olduğu yönünde açıklamalarda bulundu. Mısır’daki cunta lideri Sisi, Etiyopya’nın bu açıklamaları üzerine Kurban bayramından birkaç gün önce yaptığı açıklamada yine esip savurdu ve gerektiğinde Nil üzerindeki haklarını korumak için canlarını feda etmekten çekinmeyecekleri yönünde mesajlar vermeye çalıştı. Ama onun bu tür içi boş tehditleri kimseyi korkutamıyor.
Sisi’nin tehditleriyle, İran’ın ABD ve İsrail’e yönelik tehditleri birbirine çok benziyor. Hepsi de içi boş balonlardan ibaret. Gazzeli çocuklar, siyonist işgalcilere ait hedeflere yönelik zaman zaman balonlar gönderiyor, ama onlar bu balonlara yangın çıkarıcı düzenek kuruyorlar ve böylece İsrail hedeflerine ulaşınca oralarda yangın çıkararak işgalci siyonistleri korkutuyor. Sisi’nin ve İran’ın tehditlerinin bir gerçekliği bile yok. Fiiliyatta bir karşılığının olmayacağı kesin içi boş laflardan ibaret. O yüzden bir psikolojik savaş etkisi de gösteremiyor. Çünkü kimseyi korkutamıyor.
Sisi daha önce Libya’daki fitne savaşını yürütmesi için desteklediği Halife Hafter’in köşeye sıkışması üzerine de fena sinirlenmiş ve esip savurmuştu. Ama söylediklerinin sadece içi boş laflardan ibaret olduğu, tehditlerini gerçekleştirmek için hiç de kendine güvenemediği birkaç gün içinde ortaya çıktı. Aynı şeyi, Etiyopya’yı baraj konusundaki planlarını durdurmaya zorlamak için yaptığı tehditlerde de sürekli gördük.
Sisi’nin bu tehditleri savurmasının üzerinden birkaç gün geçmeden, Etiyopya barajın ikinci dolum aşamasını tamamladığını ilan ederek bu vesileyle marşlarla bir tören düzenledi. Bir yandan da; “Bakın biz ikinci dolum aşamasını tamamladığımız halde siz farkına bile varmadınız. Demek ki bizim barajı doldurma planımızın kimseye zararı yokmuş. Aynı zamanda doldurma işlemi tam yağmurların arttığı günlere denk geldi. Yüce yaratıcının verdiği bol nimetler herkesin ihtiyacına yetti, kimse bir zarar görmedi” diye açıklamalar yaptı.
Önce tabii herkes şaşırdı. Bu kadar kısa süre içinde Etiyopya ikinci dolum aşamasını nasıl tamamlayabildi, diye sordular. Mısır, Etiyopya’nın açıklamalarının doğru olmadığını ileri sürdü.
Ama tabii mesele sadece barajın doldurulmasıyla ilgili değil. Çünkü Etiyopya bu barajın sularını sadece enerji üretiminde değil aynı zamanda geniş bir arazinin sulanmasında kullanmak istiyor. Sulama planlarının devreye girmesinden sonra ise Mısır, topraklarına ulaşan su miktarlarında azalma olacağı düşünülüyor.
Sudan bu arada bir açıklama yaparak, suların paylaşımı konusunda bir anlaşma sağlanması için vaktin geçmediğini dile getirdi. Tek başına hareket etmesinden ve kendi planını bir emrivaki haline getirmesinden dolayı da Etiyopya’yı eleştirdi. İşin aslında Sudan, her ne kadar suların paylaşımı konusunda genel çerçeveyi belirleyecek bir anlaşma sağlanmasını istiyorsa da Mısır kadar katı olma yanlısı değil. Çünkü bir anlaşma sağlanması durumunda kendi hakkının korunacağını, suların bir kısmının Etiyopya tarafından kullanılmasının da yağmur dönemlerinde kendi topraklarındaki sel baskınlarını önleyeceğini düşünüyor. Mısır ise kendi sularının azalacağını düşündüğünden planın bir emrivaki haline getirilmesinden rahatsız.