Libya konusunda İkinci Berlin Konferansı

25 Haziran 2021 Cuma, Yeni Akit

Libya’da sağlanan uzlaşmanın korunabilmesi, kurulan geçici yönetimin görevini tam olarak yerine getirebilmesi ve ülkede siyasi bütünlüğün sağlanabilmesi için planlanan 24 Aralık seçimlerinin zamanında yapılabilmesi amacıyla 23 Haziran Çarşamba günü Almanya’nın başkenti Berlin’de, Birleşmiş Milletler’in gözetiminde İkinci Berlin Konferansı adı verilen uluslararası toplantı gerçekleştirildi.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas’ın davetiyle gerçekleştirilen konferansa Libya’dan Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed Menfi, Başbakan Abdulhamid Dibeybe ve Dışişleri Bakanı Necla El-Menkuş katıldı. BM’nin yanı sıra Avrupa Birliği, Arap Birliği Teşkilatı ve Afrika Birliği gibi uluslararası ittifakların temsil edildiği toplantıya ayrıca Libya konusuyla ilgilenen birçok ülkenin dışişleri bakanları, Türkiye’den de Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu katıldı.

Konferansın ana konusu ülkedeki paralı militanların ve yabancı askerlerin çekilmesi, daha önce sağlanmış olan ittifakın tam uygulanması ve seçimlerin vaktinde, usûlüne uygun bir şekilde yapılmasıydı.

Libya’da fitnenin ana kaynağını ve malzemesini oluşturan paralı militanların bir an önce bu ülkeden çekilmesi tabii ki istikarın sağlanması ve geçiş sürecinin tamamlanarak ülke halkının özgürce tercihini yapabileceği ortamın oluşması, sonrasında da ülkenin bölünmesinin önüne geçecek bir siyasi düzen kurulması için, henüz bir potansiyel tehlike olarak devam eden fitnenin kaynağının dışarı çıkarılması elbette büyük önem taşıyor.

Yine bu fitne unsurunun arkasında duran ülkelerin aracılığıyla sokulan profesyonel askeri unsurların varlığı da sorun kaynağıdır ve bunların da çekilmesi gerekir. Çünkü bunların varlık sebebi de zaten o fitne kaynağının bileğini güçlendirmek ve tehdit oluşturmaya devam etmesine imkân sağlamaktır.

Tabii yabancı güçlerin çekilmesinden söz edilince, Trablus’taki hükümetin davetiyle Türkiye’den gönderilen askerlerin çıkarılması da gündeme geliyor. Kapanış bildirgesinin sonuna, Türkiye’den gönderilen askeri elemanların korunmasıyla ilgili bir şerh kondu.

Türkiye’nin asker göndermesinin Trablus’un isteğiyle olduğu ve bu talebin sebebinin de fitne hareketinden kaynaklanan tehlikenin gittikçe büyümesinin yol açtığı endişeler olduğu biliniyor. Libya’daki fitne hareketinin masaya oturmak, siyasi çözüm anlaşmasına ve seçimlere girerek boyunun ölçüsünü görmeye razı olmak zorunda kalmasında Türkiye’nin Trablus’taki yönetimin söz konusu talebine cevap vermesinin büyük bir rolü olduğu bilinen bir gerçektir. Aksi takdirde fitne hareketinin Bingazi başta olmak üzere ele geçirdiği birçok meskun bölgede gerçekleştirdiği katliamın çok daha büyüğünü Trablus’ta da gerçekleştirmesi mümkün olacak ve bütün ülkeyi belki yıllar boyunca söndürülmesi mümkün olmayan yangın saracaktı. Yani Türkiye’nin asker göndermesinin amacı işte bu yangının daha da büyümesine neden olmak değil söndürülmesine katkıda bulunmaktı ve bu konuda önemli bir rolü olmuştur.

Dolayısıyla patlamaya hazır birer bomba özelliği taşıyan paralı militanlarla onları eğitmek ve organize etmek amacıyla gönderilen profesyonel askeri unsurların tamamı ayıklanmadan Türkiye’nin gönderdiği askeri güçlerin varlığının gerekçesi de ortadan kalkmış olmayacaktır. Sonrasında ise amaç savaşa geri dönülmesi değil siyasi istikrarın sağlanmasıdır ki Libya Başbakanı Dibeybe de zaten savaşa dönmeyi kesinlikle istemediklerini vurguladı.

Mevcut geçici yönetim tüm ülke genelinde kontrolü sağlayacak bir siyasi otoritenin oluşturulması ve istikrarın sağlanması için hem uluslararası yapılanmayla hem de ülke içindeki oluşumlarla işbirliğini sürdürmeye istekli olduğunu ortaya koydu Ama fitne hareketinin başını çeken Hafter’in İkinci Berlin Konferansı’nın hemen öncesinde bazı önemli noktalara yönelik askeri müdahalelerde bulunarak yeniden hakimiyet alanını genişletme atağına kalkışması onun böyle bir niyeti taşımadığını gösteriyor.

Taziye: Aylık Vuslat dergisinin Genel Yayın Yönetmeni ve Özel FM’de birlikte Dünya Döndükçe programını yaptığımız kıymetli dostum İlhami Pınar’ın annesi vefat etti. Yüce Allah’tan kendisine ve bütün yakınlarına başsağlığı, annesine de rahmet ve mağfiret diliyorum.