24 Haziran 2021 Perşembe, Yeni Akit
Düşünce hürriyetine saygı konusunda İran’ın durumunun ABD’ninkinden daha iyi olmadığı bilinen bir şey. İran’da muhalif seslerin ne gibi baskılara maruz kaldığını ve hakim sistemin yağcılığını yapmayanlara doğru düzgün konuşma fırsatı verilmediğini İran’daki hakim sistemin sözcülüğünü yapanlar başta olmak üzere bu ülkeyi yakından tanıyan bütün herkes bilmektedir.
Dolayısıyla eğer ki ABD’nin bugün küresel çapta sahip olduğu imkânlara İran sahip olsaydı belki onun internet alanında yapacağı korsanlık, ABD emperyalizminin şu an gerçekleştirdiği korsanlığın çok daha ilerisine geçebilirdi.
İran güdümlü medya organlarının basın ahlâkından nasiplerinin ne olduğunu ise Suriye’deki Baas rejiminin korkunç katliamlarını eleştirenlere yaptıkları çirkin iftiralarda görmek mümkündür. Suriye’de sekiz milyon civarında insanın yaşadığı bölgede gerçekleştirilen sözde cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 16 milyona yakın oy kullanıldığı ve bunların da %95’ten fazlasının Esed’e verildiği gibi son derece komik bir iddianın savunuculuğunu yaparak Esed’in halkı tarafından desteklendiği yalanını terennüm etmeye devam etmeleri bile, medya alanındaki “dürüstlükten” nasiplerinin ne olduğunu görmemiz için yeterlidir.
Bu itibarla amacımızın İran yanlısı medyanın savunuculuğunu yapmak olmadığını özellikle vurgulayalım. Ama geçtiğimiz günlerde internette İran yanlısı 33 sitenin ABD Adalet Bakanlığı ve FBI damgasıyla kilitlenmesi, bloke edilmesi olayının da son derece tehlikeli bir gelişme olduğunu dile getirmek istiyorum.
Aslında fikir ve sanat ürünlerinin çalınmasının önüne geçilmesi için uluslararası çapta bir hukuk düzenlemesinin yapılması gibi, insanların maddi veya manevi yönden zarar görmelerine neden olacak iftiraların ve yalanların önüne geçilmesi için de uluslararası çapta bir hukuk düzenlemesinin olmasını çok arzu ederdim. Ama bunun yolu kesinlikle korsanlık olmamalı. Hukukun mantığına ve kurallarına göre gerçek anlamda bir yargılama yapılabilmeli ve iftira atanların cezalandırılması suretiyle bu işin önüne geçilmesi için gerekli tedbirler alınabilmelidir. Şimdilik bırakın uluslararası düzeyde bunun gerçekleştirilmesini, belli bir ülkenin sınırları içinde bile önüne geçilemiyor ve iftiracılar kendilerini çok rahat hissedebiliyorlar.
ABD’nin, İran yanlısı olmalarından dolayı birtakım web sitelerini bloke etmesi bütün herkes için tehlike arz eder ve düşünce özgürlüğünün geleceği açısından çok ciddi bir tehdittir. Çünkü bu bir yol kesme, eşkıyalık yöntemidir. Bugün İran yanlısı haber kaynaklarına karşı bu yönteme başvuran eşkıyaların yarın Filistin halkının özgürlüğünü ve hukuk mücadelesini savunan medya organlarına ya da ABD ile ilişkileri bozulan herhangi bir ülkeyle bağlantılı yayın organlarına karşı bu yola başvurmayacaklarından kimse emin olamaz. O yüzden küresel emperyalizmin başını çeken ABD korsanlarının, İran yanlısı medya organlarını bloke etmeleri karşısında rahatlamamak, böyle bir korsanlığa kapı aralanmasından kaynaklanan tehlikenin farkına varmak gerekir.
Eğer uluslararası çapta, medya vasıtasıyla işlenen suçların önüne geçilmesi için bir şeyler yapılması gerekiyorsa bunun küresel emperyalizmin eşkıyalarına bırakılmaması gerekir. “Günümüzde küresel emperyalizm ekonomiden politikaya, haberleşmeden turizme her alanı kontrolüne almış; bizim yapabileceğimiz bir şey yok” diyerek, insanlık adına sorumluluğumuzu ihmal etme kolaycılığına gidemeyiz. Hiçbir şey yapamıyorsak düşünce özgürlüğünün geleceğini tehdit eden medya korsanlığından kaynaklanan tehlikelere karşı tavır almalıyız.
Internet alanında böyle korsanlık yöntemine başvurulması aynı zamanda siber savaşın daha da kızışmasına sebep olacak ve çağımızda birçok alanda işleri hayli kolaylaştıran dijital teknolojinin geleceğine yönelen tehlikeler de hızla büyüyecektir. Görüldüğü kadarıyla ABD emperyalizmi bu alanda da işgalci ve saldırgan politikasını çok etkin bir şekilde devreye sokmanın denemelerini yapmaya başlamış durumda.