Suud mahkemesinin beraat ettirdikleri

26 Mart 2020 Perşembe, Yeni Akit

İstanbul'daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğunda 2 Ekim 2018'de Washington Post Gazetesi yazarı, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesiyle ilgili olarak İstanbul Adliyesi tarafından yürütülen soruşturma tamamlandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame kapsamında 20 Suudi hakkında kamu davası açıldı.

Savcılık tarafından yapılan açıklamaya göre iddianamede cinayet emrini veren sanıklar olarak Ahmed bin Muhammed El-Asiri ve Suud El-Kahtani isimlerine yer verildi. Yani Türkiye'deki savcılığın yaptığı araştırmalarda varılan sonuca göre cinayet emrini bu kişilerin verdiği anlaşılıyor. Ancak Suudi Arabistan mahkemesi bunların her ikisini de suçsuz bularak beraat ettirmişti.

Suud rejiminin bazı ileri gelenleri, Bin Selman'ın eski başdanışmanı Suud El-Kahtani'nin mahkemeleri tarafından beraat ettirilmesini kutlamak amacıyla bir video da hazırlamış ve sosyal medyada dolaştırmışlardı. Veliaht Prens Bin Selman'a yakın duran adamlardan Turki Eş-Şeyh de söz konusu videoyu kendi kişisel twitter hesabından "en güzel kaside" diye paylaşmıştı. Videoda düşmanlardan gelen eleştirilerin Kahtani ve Suudi Arabistan için onur olduğu savunuluyordu. Videoda Türk tarihine yönelik olarak da çirkin saldırılarda bulunuluyordu. Bu videonun metninin bizzat Kahtani'nin kendisi tarafından hazırlandığı tahmin ediliyordu.

Aslında Kaşıkçı cinayetinde Muhammed bin Selman'ın talimatlarının yerine getirilmesi için baş sorumluluğu yüklenen ve cinayeti bizzat planladığı, katilleri yönlendirdiği tahmin edilen Suud El-Kahtani'yi Suudi Arabistan güvenlik teşkilatı hiçbir zaman gözaltına almadı ve gerçek anlamda bir sorgulamaya tabi tutmadı. Önce göstermelik olarak Riyad'da mecburi ikamete tabi tuttu. Olaydan bir süre sonra biraz gözlerden kayboldu ve Suud rejiminin güvenlik teşkilatı kaçtığı haberini yaydı.

O zaman Washington Post gazetesinin yazarı David Ignatius ise yazdığı bir yazıda veliaht prens Bin Selman'ın, cinayet timinin baş sorumlusu Suud El-Kahtani'yle sürekli görüştüğünü, ondan bazı konularda fikir danıştığını, tavsiyelerine başvurduğunu ileri sürmüştü. Ignatius, Suudi Arabistan'daki bir kaynağa dayandırarak normalde Kahtani'nin Riyad'da mecburi ikamete tabi tutulması gerekirken, son dönemde iki kez Birleşik Arap Emirlikleri'ne ziyarette bulunduğunu ileri sürmüştü.

Yani onun kaçtığı iddiası kendisinin gözaltına alınmaması için başvurulan bir numaraydı ve kaçmamış, bilakis rejimin en üst kademedeki adamları tarafından himaye ediliyordu. Bin Selman karşıtlarına karşı savaş veren sosyal medyadaki trol ordusunu yönetmeye de devam ediyordu. Bunu sosyal medyada izlenen tavrın ve yayınlanan mesajlardaki üslubun Kahtani'nin tavrını çok belirgin bir şekilde yansıtması gösteriyordu. İşin gerçeğinde Kahtani'nin Suud rejiminden kaçması da öyle kolay bir şey değildi. Eğer ki Suud yönetimi onu gerçekten mecburi ikamete tabi tutmuş olsaydı kaçması asla mümkün değildi.

Suudi Arabistan'da Kaşıkçı cinayeti davasına bakan mahkeme Aralık 2019'da cezalandırma kararını açıkladı ve bu karar başsavcılık sözcüsü Şa'lan Eş-Şa'lan'ın 23 Aralık 2019 tarihinde düzenlediği basın toplantısında kamuoyuna açıklandı. Açıklamaya göre mahkeme beş kişi hakkında idam, üç kişiye de toplamda 24 yıl hapis cezası vermişti. Ancak Eş-Şa'lan, Bin Selman'ın eski başdanışmanı ve cinayet çetesinin başkanı Suud El-Kahtani, Suudi Arabistan'ın eski İstanbul Başkonsolosu ve katillerin ev sahibi Muhammed El-Uteybi ve İstihbarat Genel Müdürü'nün eski yardımcısı Tümgeneral Ahmed Asiri'nin ise suçlu görülmediklerini dolayısıyla beraat etmelerine ve serbest bırakılmalarına karar verildiğini açıkladı.