Dünya saltanatı geçicidir

8 Eylül 2016 Perşembe, Yeni Akit

Yüce Allah, Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurur:

"Hanginizin amelinin daha güzel olduğu konusunda sizi denemek için ölümü ve hayatı yaratan O'dur." (Mülk, 67/2)

Ondan dolayı kim olursan ol ve nerede olursan ol ölüm seni bir gün mutlaka bulacaktır. Bununla ilgili olarak da Yüce Allah şöyle buyurur:

"Nerede olursanız olun ölüm size ulaşır. Hatta çok sağlam kalelerde olsanız bile." (Nisa, 4/78)

Fakat herkesin ölümü bir değildir. Bazılarının ölümü bitmeyecek bir hayata kapı açarken, bazılarının ölümü de bir türlü bitmeyen bir azaba kapı açar. Farklı şekillerde yaşayanların ölümleri de farklıdır ve bu hususu Kur'an-ı Kerim şöyle izah eder:

"Hele o can boğaza dayandığında! O vakit siz (can çekişene) bakar durursunuz. Biz ona sizden daha yakınız fakat siz göremezsiniz. Haydi bakalım, eğer ceza görmeyecekseniz; eğer doğru sözlülerseniz, onu (çıkan canı) geri çevirsenize! Eğer o (ölen kişi, Allah'a) yaklaştırılanlardan (mukarrabinden) ise; (Bu durumda ona) rahatlık, güzel rızık ve nimet cenneti (var). Eğer kitapları sağdan verileceklerdense; kitapları sağdan verileceklerden sana selâm olsun. Ama eğer yalanlayan sapıklardan ise; (ona da) kaynar sudan bir ziyafet. Ve cehenneme atılma (var). Şüphe yok ki, kesin gerçek işte budur. Öyleyse Yüce Rabbinin adını tesbih et." (Vakıa, 56/83-96)

Bu üç farklı kesimin âhiretteki durumlarının ne olacağı hakkındaki bilgi de Vakıa sûresinin baş tarafında yer alır.

Zalim ve inkârcıları ölümün yakalaması hakkında Kur'an-ı Kerim'de ayrıca şöyle buyrulur: "Zalimlerin, can çekişmekte oldukları ve meleklerin de karşılarında ellerini açıp: "Canlarınızı çıkarın. Bugün, Allah hakkında doğru olmayanı konuşmanızdan ve ayetlerine karşı büyüklük taslamanızdan dolayı aşağılayıcı bir azapla cezalandırılacaksınız" dedikleri anda hallerini bir görsen!" (En'am, 6/93)

Adı İslâm olan ama kendisi bütün saltanatı boyunca Özbekistan'da İslâm'a karşı savaşan, ülkesini adeta kasıp kavuran ve çağdaş Firavunlardan biri olan İslâm Kerimov da 78 yaşında dünya hayatına veda etti. O kendini Özbekistan'ın kalıcı başkanı olarak kabul ettirirken ölümü belki de hiç hesaba katmamıştı.

Ölümden sonra dirilişi inkâr edebilir. Çünkü yeniden diriliş, insanın dünya hayatındaki sınavı için gizli tutulmuş. Fakat o konuda elçileri vasıtasıyla bilgi gönderiyor.

Ölümü inkâr etmesi ise mümkün değil. Çünkü ölüm gözünün önünde duran bir gerçek ve kendinden önce hiç kimsenin bu dünyada sonsuz bir ömür garantisi alamadığını da çok iyi biliyor. Ama yeniden diriliş gerçeği de ilk hayat ve ölüm gerçeğinde saklanmış. Sen hiç yokken, seni tasavvur etmen bile mümkün olmayan âlemin çok küçük bir parçası olarak ama mükemmel bir uyum içinde çalışan bir bedenle var eden güç seni yeniden var edemez mi? İşte bunu anlaman için sana bir de akıl ve o aklı kullanacak cihaz yani beyin vermiş. Sen o cihazı hakkıyla kullanmazsan senden bir gün hesabını sorar.

Özbekistan Cumhurbaşkanı Kerimov'un beyin kanaması sebebiyle hastaneye kaldırıldığı söylenmişti. Olabilir. Allah ölümü yarattığı gibi sebebini de yaratıyor ve insan bir sebeple hayata veda ediyor. Önemli olan dünyada verilen nimetlerin hakkını verebilmek ve yeniden dirilişte karşılaşacağı sorgulamada onun hesabını vermeye hazırlanmak.

Yüce Allah buyuruyor:

"Onlar orada: "Rabbimiz! Bizi çıkar da yapmış olduklarımızdan farklı olarak salih amel işleyelim" diye feryat ederler. Size öğüt alacak olanın öğüt alabileceği kadar bir ömür vermemiş miydik? Size uyarıcı gelmişti. Artık tadın (azabı); zalimler için hiçbir yardımcı yoktur." (Fatır, 35/37)

Allah, düşünüp anlaman için gerekli kabiliyetleri ve organları vermiş. Bunları hakkıyla kullanıp doğruya ulaşman için yeterli süre de vermiş. Üstelik yanlışlarını ve yanılgılarını düzeltmen için uyarıcılar ve onlarla birlikte kitaplar da göndermiş. Bu dünya hayatının geçici olduğunu ölümün bir gün seni mutlaka bulacağını da görüyorsun. Bütün bunlara rağmen dünya hayatını sonsuza kadar sürecekmiş gibi algılayarak zulmü tercih edersen artık hiç bir mazeretin kalmamış olacaktır.

Kerimov da beyin kanaması sebebiyle yoğun bakıma alındığı güne kadar sürekli zulmetti. Üstelik yanına kendisi gibi zalimleri topladı. O yüzden onun ölümü ne yazık ki zulmün son bulması anlamına gelmiyor.