Suriye'den Notlar

29 Nisan 2003 Salı, Şam'dan, Vakit gazetesi

Bugün sizlere Suriye'nin başkenti Şam'dan yazıyorum. Bilindiği üzere Suriye bu sıralarda çeşitli problemlerle karşı karşıya olan bir ülke. Bunun sebebi ise tamamen Amerika'nın siyasi baskıları. ABD önce Irak'tan sonra askeri hedef olarak Suriye'yi seçeceği tehdidinde bulunmuştu. Fakat karşısına birtakım engellerin çıkması ve Suriye karşısında yalnızlığının daha da artması üzerine askeri tehditlerini siyasi baskıya dönüştürdü. Bu siyasi baskıların ise tamamı İsrail işgal devletinin geleceğine dönük hesaplarla ilgilidir. ABD ve İsrail bir yandan kukla olarak istihdam ettikleri Ebu Mazin vasıtasıyla Filistin direnişine darbe vurmak için çalışırken bir yandan da Suriye'ye baskı yaparak bu ülkenin Filistinlilere hiçbir şekilde imkan vermemesini sağlamak istiyor. Böylece Filistinlileri her yönden köşeye sıkıştırmak ve her türlü hareket imkanından yoksun bırakmak suretiyle siyonist işgale teslim olmaya zorlamak istiyorlar. Ancak biz bu konudaki planlarından istedikleri nihai hedefi elde edemeyeceklerine inanıyoruz. Irak'ta elde edilen sonucun Suriye ve Filistin'i de olumsuz yönde etkilediği bir gerçektir. Bu sonuç ABD ve İsrail baskılarının ister istemez bazı sonuçlar vermesini sağlayabilir. Ancak biz Suriye'nin kendisinden istenen tavizleri vermemekte ve baskılara boyun eğmemekte direneceğine inanıyoruz. Suriye'nin bu konudaki baskılara direnmekte avantajları Irak'ın avantajlarından çok daha fazladır. Bu avantajlarını sonuna kadar kullanacaktır.

Suriye halkında Amerika'nın baskısından dolayı herhangi bir korku ve telaş görülmüyor. Kendilerini gayet rahat hissediyorlar. Normal hayat, birkaç ay önce geldiğimde nasıl idiyse aynen öyle devam ediyor. Bunun yanı sıra Suriye'deki toplumsal hayat Irak'takinden çok farklı. Suriye halkının ABD baskılarına karşı kendi ülkelerinin yönetimlerine destek vermekten çekinmeyeceği çok açık bir şekilde görülüyor. Ayrıca Suriye'de bir reform süreci başlamış ve devam ediyor. Suriye halkı bu reform sürecinden olumlu bir beklenti içinde. Her hangi bir dış müdahale ile ülkesinin kirletilmesine fırsat vermek yerine bu reform sürecine destek vermeyi tercih eder ki öyle yapacağı da gayet net görünüyor. Bir diğer önemli husus ise Suriye halkının Filistin meselesi konusunda gösterdiği hassasiyettir. Bu hassasiyet baskılar karşısında yönetimin biraz daha dirençli olmasını sağlayabilir.

Suriye'nin bir önemi de Türkiye - Suriye ilişkilerindeki olumlu gelişmelerden ileri gelmektedir. Ben bu yazıyı iki ülke Dışişleri bakanlarının ortak basın toplantısı düzenlemelerinden kısa bir süre önce yazdım. İnşallah basın toplantısını da takip ederek intibalarımı ve tespitlerimi yazmaya çalışacağım.

Biz buradayken Arap dünyasında da önemli gelişmeler oluyor. Ancak bugünkü yazımızı kısa kesmek zorundayız. İnşallah söz konusu gelişmelerle ilgili değerlendirmelerimizi daha sonra aktarmaya çalışacağız. Şam'dan hepinize selamlar.