23 Haziran 2022 Perşembe, Yeni Akit
İsrail işgal rejiminin başındaki çok ortaklı koalisyon hükümeti sonunda kendi isteğiyle iktidarı terk ederek yeniden erken seçime gitme kararı aldı. Koalisyonun iki büyük ortağının liderleri olan Naftali Bennett ile Yair Lapid geçtiğimiz pazartesi akşamı görüşerek işgal rejimi parlamentosu durumundaki Knesset’i feshederek erken seçime gitme konusunda anlaştı.
İşgal hükümetinin koalisyon ortaklarının neden böyle bir karar alma ihtiyacı duydukları sorusuna cevap vermek için ünlü Nasrettin Hoca fıkrasını tersinden okumak gerekir. Hani Nasrettin Hoca eşekten düşünce, “Düşmeseydim de inecektim!” demiş ya, başını Bennett ile Yapid’in çektiği işgalci koalisyon hükümeti de eğer inmeseydi zaten düşecekti.
Çünkü sadece bir oy farkıyla Knesset’ten güvenoyu almıştı. Sonra destekçi milletvekillerinden biri desteğini çektiğini açıkladı ve böylece 120 üyeli Knesset’te hükümetin oyları ile muhalefetin oyları eşitlendi. Netanyahu, sonucun garanti olması amacıyla gensoru önergesi vermek için bir milletvekilinin daha desteğini çekmesini bekliyordu. O yüzden hükümet sürekli uçurumun kenarında yürüyordu. Netanyahu’nun onu uçurumdan aşağı yuvarlayabilmesi için sadece bir mermiye daha ihtiyacı vardı. Bu sebeple hükümet onun mermisiyle yuvarlanmak yerine kendi isteğiyle iktidardan çekilmeyi tercih etti.
Bu arada Bennett, ortağının da en azından başbakanlığın biraz kokusunu almasına fırsat vermek için gelecek haftadan itibaren seçime kadar başbakanlığı ona devretmeyi kabul etti. Çünkü koalisyon hükümeti bu ikisi arasında dönüşümlü başbakanlık esasına göre oluşturulmuştu. Ama daha Bennett’in süresi dolmadan hükümetin iktidardan çekilmesine karar verildi. Bundan önceki hükümette de Gantz ile Netanyahu dönüşümlü başbakanlık esasına göre koalisyon kurmuşlardı ama Netanyahu’nun süresi dolmadan iktidarları son bulduğundan Gantz başbakanlığın kokusunu bile alamadan hükümetlerine son vermek zorunda kalmışlardı.
Bennett bir süre önce, koalisyon hükümetlerinin kuruluşunun birinci yıl dönümü münasebetiyle yaptığı açıklamada, böyle bir koalisyona girmeyi kabul etmekle hayatının en zor kararlarından birini verdiğini söylemişti. Çünkü yine kendi ifadesiyle, hiç suları düz akmayan, kendisiyle aralarında çok büyük görüş ayrılıkları, zihniyet farklılıkları bulunan siyasi kesimlerle ve kişilerle ittifak kurmak zorunda kalmıştı.
İşgalci siyonistlerin yorumlarına göre bu kadar farklı çizgilerdeki siyasilerin bir koalisyon çatısı altında birleşmelerinin sebebi, ihtilafları arka plana iterek, temel konulardaki ittifaklarını öne çıkarmalarıydı. Onlara göre bu temel konular işgal rejimini zorlayan birtakım temel sorunlardı. Ama bizim kanaatimize göre bu kadar farklı görüşteki siyasi partiyi ve kişiyi bir araya getiren en temel konu Netanyahu’nun iktidardan uzaklaştırılmasıydı. Ama şimdi onun bu hükümeti düşürmesine imkan verebilecek zeminin oluşmasına müsait hassas bir noktaya gelinmesi aşamasında artık ittifakı sürdürmenin hiçbir anlamı kalmamıştı.
Parlamentonun dağıtılması ve erken genel seçime gidilmesi durumunda bu, işgal rejiminde bir seçim dönemi içinde gerçekleştirilecek beşinci erken genel seçim olacak.
Bu seçimde Netanyahu’nun kendini daha güçlü hissettiği gözleniyor ve geri döneceği konusunda gayet iddialı konuşuyor. Bunun bizim gördüğümüz kadarıyla iki önemli sebebi var. Birincisi bundan önceki seçimlerde kendisini yıpratan ve tüm aile efradının üzerine çamuru sıçramış yolsuzluk davalarının toplum psikolojisi üzerindeki etkisinin artık bir hayli azaldığını düşünmesi. İkincisi Bennett başkanlığında kurulan çok ortaklı koalisyon hükümetinin toplama suyla değirmenin dönmediğini çok açık ortaya koyması. O yüzden hitap edeceği kesimin kendi arabasında toplanarak güçlü bir hükümet çıkarmayı tercih edeceği beklentisi içinde olması.
Ama seçimlerde, bundan öncekilerde olduğu gibi parlamentodaki sandalyelerin çok geniş siyasi yelpazeye dağıtılması ve yeni bir hükümet krizi yaşanması da ihtimal dışında değil.