Haziran 1967 ihanetini unutmadık

5 Haziran 2021 Cumartesi, Yeni Akit

5 Haziran Filistin'in, Mescidi Aksa'yı barındıran ve bugün Doğu Kudüs olarak tanımlanan asıl Kudüs şehrinin de içinde bulunduğu önemli bir kısmının işgal edildiği ve 6 Gün Savaşı olarak tarihe geçen Haziran 1967 Savaşı'nın başlamasının yıl dönümüdür.

Arap-İsrail savaşlarının en geniş çaplısı 1967 Haziran Savaşı'dır. Bu savaş, İsrail'in 5 Haziran 1967 sabahı Mısır'a saldırmasıyla başladı. İsrail uçakları önce Akdeniz üzerinden Mısır'ın batı tarafındaki havaalanlarını bombalayarak üç saate yakın bir süre içinde 300 kadar Mısır askeri uçağını yerde imha etti. İsrail uçakları bu saldırıda Akdeniz'deki ABD filosundan ikmal yapmışlardır. Ayrıca bazı kaynaklarda Mısır hava kuvvetlerine sızmış ve üst düzey görevlere yükselebilmiş bir İsrail ajanının bir önceki gece Mısır hava kuvvetlerinde görevli bütün pilotlara kokteyl verdiği ve gece sabaha kadar onları eğlendirdiği, sabaha doğru pilotların dinlenmek üzere evlerine çekilmelerinden sonra da gizlice İsrail'e kaçtığı dile getirilmiştir. İsrail uçaklarının 5 Haziran sabahı erken saatlerde başlattıkları saldırıda hiçbir direnişle karşılaşmamaları ve Mısır radarlarının dinlenmeye çekilmiş olması bu iddiayı teyit eden bir gelişme olmuştur. O zaman diktatör Cemal Abdünnasır'ın hükmettiği Mısır, bu uçakları Sovyetler Birliği'nden borçlanarak almıştı ve borcunu yıllarca ödemeye devam etti.

Mısır'ın bütün savaş uçaklarını üç saat içinde daha yerdeyken imha eden İsrail, hemen ardından Gazze bölgesine ve Sina Yarımadası’na doğru karadan ve havadan saldırıya geçti. Mısır askerleri bu saldırı karşısında ciddi bir direniş göstermeden Gazze'yi ve Sina'yı İsrail'e teslim ettiler. Bu olayda Cemal Abdünnasır'ın ihanetinin de payı olduğu ileri sürülmüştür.

İsrail, Mısır'ı etkisiz hale getirdikten ve Süveyş Kanalı’na kadar olan toprakları ele geçirdikten sonra Ürdün ve Suriye tarafına yöneldi. Bu ülkeler tarafından da ciddi bir direnişle karşılaşmayan Siyonistler, Ürdün'den Kudüs ve Batı Yaka'yı, Suriye'den de Golan Tepeleri'ni işgal ettiler.

Kudüs'ün ve Batı Yaka (Batı Şeria) bölgesinin kaybedilmesinde buraları hakimiyetinde tutan Ürdün'ün o zamanki kralı Hüseyin'in ihanetinin büyük payı olmuştur.

O zaman Suriye Hava Kuvvetleri Komutanı ve Genelkurmay Başkanı olan, şimdiki eli kanlı diktatör Beşşar’ın da babası Hafız Esed'in devlet başkanı olma emelini gerçekleştirmek için ABD ile anlaşarak Golan'ı bile bile teslim ettiği ileri sürülmüştür. Bu tepelerin coğrafi konumu ve stratejik durumu göz önüne alındığında iddiaya hak vermemek mümkün değildir.

Bu savaşın İsrail açısından en önemli sonucu, sınır tartışmasını 1948'de işgal ettiği bölgenin dışına taşıması oldu. Normalde siyonist rejim 1948'de işgal ettiği bölgelerde de işgalci olduğu halde, hem BM'nin sinsi oyunlarıyla, hem de Arap ülkelerindeki rejimlerin ihanetleriyle uluslararası platformda sınır tartışmasını 1967 öncesinde işgal ettiği alanın dışına çıkarabilmiştir.

Bu yüzden diplomatik platformda siyonistlerin 1948’de ele geçirdikleri topraklardaki işgalleri “meşru hakimiyet” olarak görülürken ve bu bölge uluslararası alanda “İsrail” olarak tanımlanırken sadece 1967’de ele geçirdiği bölgelerdeki hakimiyeti işgal olarak tanımlanmaya başlanmıştır.

1967 Savaşı’nda sadece altı gün içinde Mısır, Ürdün ve Suriye’den oluşan üç Arap ülkesine galip gelerek Gazze, Sina Yarımadası, Kudüs, Batı Yaka ve Golan Tepeleri’ni içeren geniş bir alanı işgal eden siyonist işgalci 10 Mayıs 2021’de Gazze’ye yönelik olarak başlattığı savaşta 11 gün boyunca bölgeye adeta ateş yağmuru yağdırmasına rağmen sonuçta direniş karşısında yenilgiyi kabul etmek ve ateşkese razı olmak zorunda kalmıştır. Kara operasyonuna ise hiçbir şekilde cesaret edememiş, Gazze sınırından bir metre bile içeri girmeyi göze alamamıştır.

İşgalci 1967’de, bugünkünden daha güçlü teknolojiye ve askeri teşkilata sahip değildi. O zamanki zaferi aslında kendi gücünden değil Arap dünyasındaki diktatörlerin ihanetinden kaynaklanıyordu.