İşgalciler Ateşkesi Bozdu

6 Kasım 2008 Perşembe, Vakit gazetesi

Bütün dünya kamuoyunun dikkatlerinin ABD seçimlerinin sonuçlarına kilitlendiği bir esnada Siyonist işgal devleti Filistin'de, daha önce zaman zaman ihlal ettiği ateşkesi tamamen bozarak Gazze'nin güneyinde Rafah sınır kapısının yakınında bulunan Han Yunus kasabasına ve Gazze'nin orta kesiminin doğusunda yer alan el-Vusta bölgesine saldırdı. Han Yunus kasabasına arka arkaya gerçekleştirilen hava saldırılarında HAMAS'ın askeri kanadı durumundaki İzzettin Kassam Birlikleri'ne mensup beş mücahit şehit oldu. El-Vusta bölgesine yönelik kara saldırısında ise yine Kassam mücahitlerinden bir kişi şehit olurken dört kişi de yaralandı. Buradaki kara saldırısını Kassam mücahitleri yoğun bir karşı direnişle geri püskürtmeyi başardılar. Saldırılar Salı'yı Çarşamba'ya bağlayan gece geç saatlerden itibaren başladı.

Saldırılar rasgele ve kendiliğinden meydana gelen gelişmeler değildi. Önceden hazırlık yapılarak, planlı bir şekilde ve kasıtlı olarak gerçekleştirildi. El-Vusta bölgesine yönelik kara saldırısının hazırlıkları akşamdan fark edilmişti.

Bu itibarla saldırıların tam Amerika'daki seçimlerin gündemi meşgul ettiği, tüm dünya kamuoyunun orada yapılacak oy sayımlarının sonuçlarına kilitlendiği ve gelecek haberleri gözlediği saatlere denk getirilmesi bir tesadüf değildi. Nitekim seçim sonuçlarının gündemi meşgul etmeye devam etmesi sebebiyle Filistin'de işgal güçlerinin saldırılarının, ateşkesi tek taraflı olarak ve kasten bozmalarının çok fazla dikkat çekmediğini söylememiz mümkündür. Fakat Filistin direnişinin işgalcilere cevap tarzındaki eylemleri Amerika'daki seçimlerin sıcaklığının düştüğü bir zamana denk geleceği için ateşkesi bozan tarafın Siyonist devlet olduğu gerçeği dikkatlerden uzak kalacak, Filistin direnişinin işgal devletini zorlamaya, havayı ısıtmaya başladığı kanaati oluşacaktır. Tahminimize göre işgalci Siyonist devletin amacı da böyle bir kanaatin zeminini oluşturmaktı.

Ateşkes 19 Haziran 2008 tarihi sabah 06.00'dan başlamak üzere altı aylık süre için kabul edilmişti. (Konuyla ilgili olarak aynı tarihte gazetemizde yayınlanan "Filistin'de Ateşkes" başlıklı yazımızı Web sitemizde yani www.vahdet.info.tr adresinde bulabilirsiniz.) Dolayısıyla süresinin dolmasına bir buçuk aylık bir süre daha vardı. Son zamanlarda süresinin uzatılıp uzatılmayacağına dair bazı tartışmalar da çıkmıştı ve İslâmî hareket işgal devletinin şartları kabul etmesi durumunda sürenin uzatılmasının mümkün olduğunu, kabul etmemesi durumunda ise karşılık vermek için hazırlıklı olduğunu dile getirmişti.

İşgal devleti aslında 19 Haziran'da başlayan ateşkesin şartlarını da tam olarak kabul etmiş ve uygulamış değildir. En basitinden Gazze'ye uygulanan ambargonun sona erdirilmesi ateşkesin şartlarındandır ve aracılık yapan Mısır da bu şartların uygulanmasına kefil olmuştur. Ne yazık ki Mısır ne kefalet görevini yerine getirdi, ne de işgal devletine itirazda bulunarak "sen uymuyorsan ben uyuyor ve Rafah sınır kapısını açıyorum!" deme cesareti gösterebildi. Filistin direnişinin istediği de zaten bundan önceki ateşkes anlaşması sonrasında uygulamaya geçirilmeyen şartların kesin bir şekilde uygulanması ve ateşkes süresince devamının garanti edilmesiydi.

Tahminimize göre Siyonist devlet ateşkes uzatmasıyla ilgili yeni pazarlıklarda baskın çıkmak ve Filistin direnişini önceki şartlarının uygulanması talebinde ısrarlı davranmaktan vazgeçmeye zorlamak amacıyla böyle bir saldırı gerçekleştirmiştir.

Saldırının tam, Filistin'deki grupların Kahire'de yapacağı diyalog görüşmeleri öncesine denk getirilmesi de bir tesadüf değildir. İşgal devletinin bu görüşmeler üzerinde etkili olmak ve özellikle direnişten yana olanları sıkıştırmak amacıyla böyle bir saldırıyı biraz erkene almış olması muhtemeldir. Ayrıca yukarıda da zikrettiğimiz üzere tam bütün dünyada ilgilerin Amerika'daki seçimlere yöneldiği bir vakte denk getirilmesi fırsatının değerlendirilmesine çalışılmıştır. Aksi takdirde bu tür saldırıların erkene alınmasına ihtiyaç duyulmayabilir, belki ateşkesin süresinin dolmasına yakın bir zaman tercih edilebilirdi.

İşgal güçlerinin saldırılarına cevap amacıyla HAMAS'ın askeri kanadı İzzettin Kassam Birlikleri tarafından Çarşamba sabahı gerçekleştirilen ilk saldırıda 1948'de işgal edilmiş bölge içinde yer alan Mecdel şehri hedef alındı. Buraya yönelik füze saldırısında bazı yaralanmalar olduğunu ve elektriklerin kesildiğini işgal yönetimi itiraf etti. Filistin direnişi işgalci güçlerin saldırılarına karşı hazırlıksız değildir ve ateşkesi bozması Siyonist devletin kendisine de pahalıya mal olacaktır.