İsrail, Filistinli tutukluları bazen de tabiat şartlarının iyice kötü olduğu çöllerde çadır hapishanelerinde tutuyor. Bunlardan biri en-Nakab çölündeki Sahra hapishanesi. Tam bir insanlık dramının yaşandığı bu hapishanede 220 Filistinli tutuklu bulunduruluyor. |
Filistinli tutsaklar maruz kaldıkları bütün zulümlere rağmen direnişlerinden taviz vermiyor ve zindan ortamını kendileri için medrese haline getirerek dayanışma içinde faaliyetler yürütmeye çalışıyorlar. |
İnsan Hakları İçin Uluslararası Dayanışma Kurumu intifadanın başından itibaren İsrail cezaevlerinde işkence ile öldürülen Filistinli sayısının otuz beşi bulduğunu bildirdi. Bu sayı Betselim adındaki bir İsrail insan hakları örgütü tarafından da doğrulandı. İsrail yönetimi işkenceyle öldürülenleri çoğunlukla intihar etmiş olarak gösteriyor. Bu şekilde işkenceyle öldürülüp intihar ettiği ileri sürülenlerden biri de geçtiğimiz Ocak ayında Cenin'deki el-Fari'a hapishanesinde işkence sonucu hayatını kaybeden Mahmud Abdullah Umran adındaki 17 yaşında bir Filistinli gençti.
İsrail, Filistinli tutukluları bazen de tabiat şartlarının iyice kötü olduğu çöllerde çadır hapishanelerinde tutuyor. Bunlardan biri en-Nakab çölündeki Sahra hapishanesi. Tam bir insanlık dramının yaşandığı bu hapishanede 220 Filistinli tutuklu bulunduruluyor. Bunların büyük bir çoğunluğu da "gizli dosyalar bulundurmak, bazı özel ilişkiler kurmak vs." gibi düzmece gerekçelere, dünyanın hiçbir yerinde ceza sebebi sayılmayan birtakım sebeplere dayanılarak buraya getirilmiş. Asıl tutuklanış sebepleri ise işgalcilere karşı gerçekleştirilen birtakım eylemlerin intikamını almak. Oysa buraya doldurulan insanların o eylemlerle hiçbir ilişkileri yok. İçlerinden bazıları belirlenen ceza sürelerini bitirdikleri halde cezalarının son gününde ellerine bir yazı geliyor ve kendilerine daha önce belirlenmiş olan ceza sürelerinin yeniden başlatıldığı haber veriliyor. Bu şekilde "cezanın tekrarlanması" uygulamasıyla birkaç kez karşılaşanlar bile var. Tutukluların bazıları hayli yaşlı veya çeşitli hastalıklardan muzdarip. Ama İsrail rejimi bunlara da acımıyor. Hapishane çölün ortasında ve meskun bölgelerden hayli uzak olduğundan tutukluların ziyaret edilmesi imkânları da oldukça kısıtlı. Tutuklulara tahsis edilen çadırlar kötü hava şartlarına uygun değil. Bu yüzden tutuklular çölün ortasında kışın soğuktan donuyor, yazın da sıcaktan yanıyorlar. Fareler ve çeşitli haşerat çadırların arasında cirit atıyor. Görevliler temizliğe dikkat etmediklerinden çadırlarda bit, pire de oluyor. Kötü şartlardan dolayı hasta olanların tedavilerine de önem verilmiyor.
İşkence ve zulmün ayyuka çıktığı, tam bir insanlık dramının yaşandığı cezaevlerinden biri de Batı Yaka'nın Cenin kenti yakınlarında yer alan ve genellikle siyâsi tutukluların bulunduğu el-Fari'a cezaevi. Mahmud Abdullah Umran adlı gencin işkenceyle öldürüldüğü cezaevi de burası. el-Fari'a cezaevinin yönetimi avukatların tutuklu olan müvekkillerine vermek istedikleri giyecek eşyalarını ve çeşitli zorunlu ihtiyaç maddelerini içeri sokmadı. Avukatların yaptığı açıklamaya göre cezaevi yönetmeliği bu gibi ihtiyaç maddelerinin tutuklulara iletilmesine izin verdiği halde el-Fari'a cezaevinin yönetimi bu maddeleri içeri sokmadığı gibi dışarıda imha etti. Avukatlar cezaevi yönetiminin bu uygulamasına hiçbir gerekçe göstermediğine dikkat çektiler